Examples of using "Gusto" in a sentence and their turkish translations:
- Beni beğenmiyorsun.
- Benden hoşlanmıyorsunuz.
- Benden hoşlanmıyorsun.
Seni görmek güzel.
Şeref duydum. ESKİ SAVUNMA BAKANI ESKİ ULUSAL KURTULUŞ HAREKETİ ÜYESİ
- Beni beğenmiyorsun.
- Benden hoşlanmıyorsunuz.
O beni seviyor mu?
Beni beğeniyor musun?
Tanıştığımıza memnun oldum.
Onlar beni sevmezler.
Seni görmek hoştu!
Benden hoşlanıyorsun, değil mi?
Beni sevmiyor musun?
Evet, memnuniyetle.
Onlar beni sevmezler.
Çok memnun oldum.
Teklifinizi memnuniyetle kabul ediyoruz.
Onlar beni gördüklerine memnun oldular.
O benden hoşlanıyor mu?
Evet, memnuniyetle.
Burada olmak hoş.
Tom memnuniyetle kabul etti.
Yalnız olmak güzel.
Plütonyumun metalik bir tadı vardır.
Seni görmek her zaman bir zevk.
Niçin beni sevmiyorsun?
Onu memnuniyetle yaparım.
- Mary benden hoşlanmaz.
- Mary beni sevmiyor.
Onun benden hoşlanmadığını biliyorum.
Öğretmenlerim beni sever.
O beni beğenir.
Ya benden hoşlanmıyorsa?
O beni seviyor mu?
Kimse beni sevmiyor.
Tom beni sevmiyor.
Anlaşılan Mary beni sevmiyor.
ilk insanlardan biri olabilirim.
Kendimi sevmiyorum.
Beni seviyor musun?
Beni sevmiyor musun?
Onun kadınlarda gözü yok.
Bu salatada limon tadı var.
O beni seviyor ve ben de onu seviyorum.
Merhaba! Ben Ichirou Tanaka. Tanıştığımıza memnun oldum.
Tat vermek için tuz ve biber ilave et.
Bu sütün tadı tuhaf.
Diğer annelerle hevesle konuşacağım.
Orada kendimi rahat hissetmiyordum.
Ağzımda berbat bir tat var.
Tom'un müzikte iyi zevkleri vardır.
Yabancılar arasında oldukça rahat hissediyorum.
Tom beni seviyor.
O sadece tartışmış olmak için tartışır.
Tom'un stil duygusu yok.
-Brezilyalıyız. -Pekâlâ. Tanıştığımıza çok memnun oldum.
- Ben size memnuniyetle yardımcı olurum.
- Size memnuniyetle yardımcı olurum.
Ona yardım etmekten memnun olurum.
Beni sevmeyen çok kişi var.
Niye insanlar beni sevmiyor?
Bir şey değil.
Yardıma ihtiyacı olan herkese yardım etmekten mutlu olacağım.
aslında zevkli görünüyor görsel olarak güzel
Bir arkadaşının seni görünce sevinip el sallaması, selam vermesi gibi.
Ben yemek yaparım ama bundan çok zevk almam.
- Bir şey değil.
- Rica ederim.
Tom'un niçin benden hoşlanmadığını anlamıyorum.
İngiliz büyük elçisi Burr'un planını sevdi.
Seve seve gelirdi fakat o tatildeydi.
Ondan hoşlanıyorum ve o da benden hoşlanıyor.
Kulelerin seçimi genellikle zevk, moda veya maliyete bağlıdır.
Onun nezaketsiz şakaları Jane'i kızdırdı.
Hiç kimseyi sevmiyorum ve hiç kimse beni sevmiyor.
Tadı ayırt edebilemem.
Bu müzik türü herkesin zevkine uygun değil.
Zevkime uymuyor.
Tom beni sevmiyor.
Özgür olmayı çok ister, her şeyi kişiselleştirmeyi severler.
- Hiç kimse beni sevmiyor.
- Kimse beni sevmiyor.
- Beni kimse sevmez.
İsteyerek tatlı yiyorum.
Karımın elbiselerdeki zevki benimkinden farklıdır.
Ağzıma o mantarımsı tat geliyor. Ağzımda... Kötü bir tat ve koku var.
Seni senin beni sevdiğinden daha çok sevmiyorum.
Her birinin kendi tadı var.
İnsanların beş duyusu vardır: görme, işitme, dokunma, tat ve koku.
Ya benden hoşlanmıyorsa?
- Tanıştığımıza memnun oldum.
- Çok memnun oldum.
Beni gördüğün için mutlu olacağını düşündüm.
Bu sütün tuhaf bir tadı var.
Öğrencilerin beni sevmiyor.
İnsanlar beni seviyor.
Bu şarabın tadı iyi.
Bu kek içinde peynir varmış gibi tat veriyor.
Herkes onunla birlikte rahat hisseder.
Onur olmadan, zaferin içi boştur.
- Tom beni sevmiyor.
- Tom beni sevmez.
Sana yardım ettiğime memnun oldum.
Seninle tanıştığıma çok memnun oldum.