Examples of using "Fregadero" in a sentence and their turkish translations:
lavabonun taştığını,
Lavabo kirli tabaklarla dolu.
Bulaşıkları lavaboya koyar mısınız?
Kirli tabakları lavaboya koydu.
Lavabonun üstünde birkaç viski şişesi var.
Mutfak lavabosunun yanında yarısı yenmiş bir elma vardı.
Sabah kahvaltısı tabakları hâlâ lavabonun içerisindeydi.
Lavabomuzu tamir edebilir misin?