Examples of using "Diamantes" in a sentence and their turkish translations:
Bana elmasları ver.
Elmaslar sonsuzdur.
Elmas çok serttir.
O elmas yüzük, bir servete mal oldu.
Demek istediğim, baskı elmaslar ortaya çıkarır.
Efsane, bölgede elmaslar olduğunu söylüyor.
Lisa elmas arazisinde yürüyor olsa
Tom, Mary'ye elmas bir kolye satın aldı.
Turunçgil meyve: kaya gibi, elmas sertliğinde misket limonları.
Zengin bir adam olsaydım sana elmas bir yüzük alırdım.
O, onu ona elmas bir yüzük alması için ikna etti.
Tom Mary'ye bir çift elmas küpe verdi.
Elmas dolu bir arazide yürümekten hiç de farklı değil.
Taklit ve gerçek elmaslar arasındaki fark nedir?
O, odasına döndüğünde elmas yüzük gitmişti.
Kate her zaman nişanlısından aldığı büyük elmas yüzükle hava atar.
Ağzından incilerin ve elmasların saçıldığını görülüyor.
Tom Mary için bir elmas yüzük aldığını hiç kimseye söylemedi.