Translation of "Creemos" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Creemos" in a sentence and their turkish translations:

creemos firmemente

gönülden inanıyoruz ki

Creemos en ti.

Sana inanıyoruz.

Creemos que vendrá.

Sanırım o gelecek.

Nosotros le creemos.

- Size inanıyoruz.
- Sana inanıyoruz.

De las que creemos.

başka bir sırrımız yok.

Creemos en la democracia.

Demokrasiye inanıyoruz.

Nosotros creemos en Dios.

Biz Allah'a inanıyoruz.

Todos creemos en algo.

Hepimiz bir şeye inanırız.

Tom sabe que le creemos.

Tom ona inandığımızı biliyor.

Creemos que él es honesto.

Biz onun dürüst olduğunu düşünüyoruz.

Creemos en la existencia de Dios.

- Biz Allah'ın varlığına inanıyoruz.
- Biz Tanrı'nın varlığına inanıyoruz.

Creemos que la regulación será de forma automática.

Bizce mevzuat yolu otomatikman çözülürse,

Ahora creemos que dependen de la zona crepuscular.

Şimdi ise alacakaranlık bölgesine bağlı olduklarını düşünüyoruz.

Nosotros creemos que Tom es una persona honesta.

Tom'un dürüst bir kişi olduğunu düşünüyoruz.

No creemos que Tom haya matado a María.

Tom'un Mary'yi öldürdüğünü düşünmüyoruz.

Creemos que fue Tom quien mató a Mary.

Mary'yi öldürenin Tom olduğuna inanıyoruz.

Creemos que es nuestro deber pagar los impuestos.

Vergi ödemenin bizim görevimiz olduğunu düşünüyorum.

Mis compañeros y yo creemos que fueron sus pulmones.

Ekibim ve ben, biz cevabın ciğerleri olduğunu düşünüyoruz.

Que avanza una causa en la que creemos firmemente,

zorlu bir girişime başlarken

Para que entiendan lo que compartimos, creemos y sentimos.

ne paylaştığımızı, neye inandığımızı ve ne hissettiğimizi anlamasını sağlarsak

creemos que nuestra historia consiste en Seljuk y Otomano

bizler tarihimizi Selçukludan ve Osmanlıdan ibaret olduğunu düşünürüz

Creemos que estamos a la vanguardia como tecnología, ¿verdad?

teknoloji olarak ileride olduğunu düşünüyoruz değil mi

Solo creemos en los que creen en sí mismos.

Biz sadece kendilerine inananlara inanırız.

Creemos que Tom mató a Mary con un picahielos.

Tom'un Mary'yi bir buz kıracağı ile öldürdüğüne inanıyoruz.

Creemos que fue posible que Tom envenenara a Mary.

Tom'un Mary'yi zehirlemesinin mümkün olduğuna inanıyoruz.

¿Creer lo que vemos o ver lo que creemos?

- Ne gördüğümüze inanmak mı yoksa inandığımızı görmek mi?
- Gördüğümüze mi inanmak, yoksa inandığımızı mı görmek?

Creemos que el problema principal para mucha gente es que

Bu nedenle, biz inanıyoruz ki, pek çok insanın asıl meselesi

Creemos que lo sabemos, y pensamos que todos lo saben,

Hepimiz bunu bildiğimizi ve diğer herkesin de bildiğini sanıyoruz

Quizá los orangutanes son más nocturnos de lo que creemos.

Belki de orangutanlar sandığımızdan daha gececidir.

Y creemos que será dentro de un millón de años

ve bundan milyon yıl sonra da olacağını düşünüyoruz

No creemos que Tom será capaz de dominar el francés.

Tom'un Fransızcayı tam öğrenebileceğine inanmıyorum.

Al descubrir por qué nos equivocamos cuando creemos que tenemos razón.

yanılmış olduğumuza dair harika bir seyrin tadını çıkarmanızı diliyorum.

Por toda la importancia que creemos que tenemos en el cosmos,

Evrende sahip olduğumuza inandığımız tüm öneme rağmen,

¿Qué pasa si creemos que ese grupo de gente es inferior,

Ya o grubun sizden daha aşağı olduğunu düşünüyor

Creemos que más del 40 % de la diáspora africana desembarcó aquí.

Afrika diyasporasının en az yüzde 40'ı bu bölgeye yerleşti.

Creemos que un empleado descontento fue el que colocó la bomba.

Bir kırgın işçinin bombayı koyan kişi olduğunu düşünüyoruz.

Ciertamente, creemos que nuestros intereses importan más de lo que deberían

İlgilerimizin aslında olduklarından çok daha önemli olduğunu düşünüyoruz

Las alergias y sensibilidad a alimentos son más comunes de lo que creemos

Yiyecek alerjisi ve hassasiyeti düşündüğünüzden daha fazla yaygındır.

Y por eso creemos que toda la materia fue creada en ese instante.

Ve bu sebeple maddenin hepsinin o sırada oluştuğunu düşünüyoruz.

Creemos que alguien, y sabemos muy bien quién, usó la taza del jefe.

Birinin patronun fincanını kullandığını ve kim olduğunu çok iyi bildiğimizi düşünüyoruz.

Si bien creemos que es gratis, genera miles de millones de dólares sobre nosotros.

Biz bedava zannederken bizim üzerimizden milyarlarca dolar kazanıyor.

El peligro no proviene de lo que no conocemos, sino de lo que creemos que es verdad y, sin embargo no lo es.

Tehlike bilmediğimiz şeyden gelmez, fakat oysa doğru değilken doğru olduğuna inandığımız şeyden gelir.