Translation of "Control" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Control" in a sentence and their turkish translations:

Es control.

Kontrol.

- Toma el control.
- Hazte con el control.

İdareyi ele alın.

Toma el control.

- Yönetimi ele geçir.
- Kontrolü ele al.
- Kontrol altına alın.

No tengo control.

Benim kontrolüm yok.

- Lo tengo todo bajo control.
- Tengo todo bajo control.

Her şey kontrolüm altında.

Tom perdió el control.

Tom kontrolü kaybetti.

Tenemos todo bajo control.

Her şey kontrolümüz altında.

Usa el control manual.

Elle kumanda et.

Todo está bajo control.

Her şey kontrol altında.

Lo tenemos bajo control.

Biz onu kontrol altına aldık.

Tenía todo bajo control.

Her şey kontrolüm altındaydı.

Popularmente conocido como Mission Control.

Halk arasında Görev Kontrolü olarak bilinir.

Esto está fuera de control.

Bu kontrol edilemez.

Siento haber perdido el control.

- Üzgünüm sinirlendim.
- Sinirlendiğim için üzgünüm.

Tom recogió el control remoto.

Tom uzaktan kumandayı aldı.

Lo tienen todo bajo control.

Onlar her şeyi kontrol altına aldı.

Toma control de tu destino.

Kaderinin kontrolünü eline al.

Lo tengo todo bajo control.

Her şeyim denetim altında.

Tom estaba fuera de control.

Tom kontrolden çıkmıştı.

Lo tenemos todo bajo control.

Her şey kontrolümüz altında.

Pasaba por el control de seguridad

güvenlik kontrolünden geçerdim

Es un control de plagas natural,

Doğal bir haşere kontrol aracı,

A veces esto escapa al control.

Bazen tamamen kontrolünüzden çıkar.

Tomen el control remoto y decidan.

Uzaktan kumandayı alın ve bir karar verin.

Tomen el control remoto, deben decidir.

Kumandayı alın, bir karar vermelisiniz.

Acceso y control sobre nuestras mentes

beynimize erişim ve hakimiyetimiz

Tomen el control remoto y decidan.

Hadi, uzaktan kumandanızı alın ve bir karar verin.

Tom tiene control sobre sus emociones.

Tom duygularını kontrol altına aldı.

"La situación está fuera de control..."

"İşler kontrolden çıktı ..."

La situación está fuera de control.

Durum kontrolden çıkıyor.

Las cosas se salieron de control.

İşler kontrolden çıktı.

El grupo de control, por otro lado,

Diğer yandan kontrol grubu hastaları

El estado tiene prácticamente todo el control,

Birçok Avrupalı ve Amerikalının ülkelerine uzak bulacağı,

Como indicador del control de la corrupción,

Yolsuzluk Kontrolü göstergesi için

Que deberían quedarse fuera del control consciente.

yaptığımız işin detaylarını kontrol etmeye çalışırız.

Y, en algunos lugares, toman el control.

Bazı yerleri de ele geçirmeye başlamışlardır.

La discusión se salió rápidamente de control.

Tartışma hızla kontrolden çıktı.

Tom perdió el control de la clase.

Tom sınıfın kontrolünü kaybetti.

Ella puede tomar control de la situación.

O, durumu kontrol altına alabilir.

¡Hemos perdido el control de los robots!

Biz robotların kontrolünü kaybettik!

Él perdió el control de sus piernas.

O, bacaklarının kontrolünü kaybetti.

La situación parecía estar fuera de control.

Durum kontrol dışı görünüyordu.

- Los rebeldes tomaron control de la capital.
- Los rebeldes se hicieron con el control de la capital.

İsyancılar başkentin kontrolünü ele geçirdiler.

Con 21 años, Janie estaba fuera de control.

Janie 21 yaşına geldiğinde kontrolden çıktı.

De alguna forma, las mujeres tenían el control.

Bazı kısımlarda kadınlar daha üstündü.

Esta percepción de falta de control, postuló Cannon,

Cannon'ın açıklamasına göre bu algısal kontrol eksikliği,

Los que lleven el control de sus vidas.

yardımcı olma konusunda heyecanlıyım.

Así que tomen el control remoto y decidan.

Uzaktan kumandanızı alın ve bir karar verin.

Eso significa que no tienes todo el control.

Bu tam kontrollü olmadığın anlamına geliyor.''

El personal de Mission Control esperaba nerviosamente noticias.

Mission Control personeli endişeyle haberleri bekledi.

La situación se fue fuera de su control.

Durum onların kontrolünden çıktı.

Estoy muy impresionado con su control de calidad.

Senin kalite kontrolünden çok etkilendim.

Lo que sucedió estaba fuera de mi control.

Olanlar kontrolüm dışındaydı.

- Asume el mando.
- Toma el control.
- Encárgate tú.

Yönetimi devral.

El control del volumen está a la izquierda.

Ses kontrolü solda.

Una relación afectuosa, normal y bajo control con ella

babası, ben ve kızım

Considerar que estamos en control de nuestra propia muerte?

kontrolümüz olduğumuzu düşünmek gayet normal değil mi?

Pero debemos ejercer el control civil de nuestra policía

ama biz henüz derinlemesine düşünemediğimiz bir yolla

Así que tomen el control remoto y decidan rápido.

Uzaktan kumandanızı alın ve hemen bir karar verin.

Pero regresemos al grupo de control por un momento.

ama şu kontrol grubuna bir saniye geri döneyim.

Control de Operaciones de la Misión , en Houston, Texas.

Odası'ndan dikkatle yönetildi .

Tom tomó un curso de control de la ira.

Tom öfkesini yönetmeyi öğrenmek için ders aldı.

- ¿Dónde está el control remoto?
- ¿Dónde está el mando?

Uzaktan kumanda nerede?

Las fuerzas de Franco tomaron el control en España.

Franko'nun güçleri İspanya'da kontrolü ele geçirdi.

Y la falta de planificación y control de la construcción

plansızlık ve kontrolsüz yapılaşma

Con el control motriz de un maestro de tai chi.

hem de bir tai chi efendisi kontrolüyle.

En especial si tenemos poco o ningún control sobre él.

özellikle üzerinde çok az ya da hiç kontrolünüz varsa.

La república perdió el control total sobre Galia de Cisalpina.

Cumhuriyet bütün kontrolünü Cisalpine Galya'da yitirmişti.

Y las personas con un fuerte locus interno de control,

ve güçlü bir içsel kontrol odağa sahip insanların

Un sentido de que tenía el control de mi propio consumo.

Bana, elektrik tüketimimin benim kontrolümde olduğu duygusunu veriyor.

Usado para el control de la natalidad en la Edad Media

ki Orta Çağ'da doğum kontrolü olarak kullanılıyordu

Y que no tienen ningún control sobre lo que les sucede.

ve olayların akışı üzerinde bir kontrol hissine sahip olmazlar.

Algunas cosas en la vida están más allá de nuestro control.

Hayatta bazı şeyler kontrol etme yeteneğimizin ötesindedir.

Unos años más tarde, logré tener algo de control en mi vida.

Birkaç yıl sonra, hayatımda bazı şeyleri kontrole almayı başardım.

El control ya está en manos del profesor después de esa hora

o saatten sonra kontrol öğretmenin elinde zaten

Él tomó el control del negocio después de que su padre muriera.

Babası öldükten sonra işi devraldı.

Hay cuatro factores importantes del problema atmosférico: observación, entendimiento, predicción y control.

Atmosferik sorun için dört ana parça vardır: gözlem, anlama, tahmin ve kontrol.

- Las cosas se salieron de control.
- Se le fue de las manos.

İşler çığrından çıktı.

Saudíes e iraníes están tratando de tomar el control de ese territorio.

bölgedeki gücünü arttırmak isteyen Suud ve İranlıların iştahını da bir hayli kabartmış durumda.

La multitud se salió de control y pasó por sobre la cerca.

Kalabalık kontrolden çıktı ve parmaklıkları kırıp geçti.

Gran parte del paisaje agreste de España cayó bajo control de las Guerrillas.

İspanya'nın çıkıntılı arazisinin çoğu Gerillaların kontrolündeydi

Primero, están molestos por tener que pasar el control la seguridad de la corte.

Öncelikle, adliye güvenliğinden geçerken yapılan aramadan bunalıyorlar.

Sin un gobierno, las milicias armadas tomaron control de Irak, fragmentando a la población.

Hükümet edilemeyen yerlerde kontrol, silahlı milis grupların eline geçti ve toplum, ayrışmaya başladı.

El ejército de Japón tomó control del gobierno de Tokio a finales de 1931.

Japonya ordusu 1931 yılının sonlarında Tokyo hükümetinin kontrolünü ele geçirdi.

Pues me sentía tan fuera de control en todos los demás aspectos de mi vida.

hayatımın diğer alanlarını kontrolüm dışında görüyordum.

El cuerpo de Ney asumió el control como retaguardia, pero cuando quedó aislado en Krasny,

Ney'in kolordu arka koruma görevini üstlendi, ancak

Lanzándose al ataque, perdió el control de la batalla y fue brutalmente derrotado por el

Kendini bir saldırıya atarak savaşın kontrolünü kaybetti ve Bernadotte'nin Kuzey Ordusu

- Hay un mando a distancia debajo del sofá.
- Hay un control remoto abajo del sofá.

Kanepenin altında bir TV uzaktan kumandası var.

Extendió el control francés del este de España con una serie de asedios exitosos: en Lérida,

Bir dizi başarılı kuşatma ile doğu İspanya'daki Fransız kontrolünü genişletti: Lerida,

Los gobiernos suelen recurrir al control de precios cuando la inflación ha alcanzado un cierto nivel.

Enflasyon belli bir düzeye ulaştığında Hükümetler genellikle fiyat kontrolüne başvururlar.

- ¿Dónde está el mando a distancia de la tele?
- ¿Dónde está el control remoto de la tele?

TV için uzaktan kumanda nerede?

Militares de su tiempo, para unirse a el, prometiéndole darle el control de Aleppo después de la guerra.

Ona katılmaya ikna etmek hatta savaştan sonra Halebi ona bırakmaktı

Se rehuso a darle el control de Aleppo a Baibars como había prometido, temiendo el poder y la ambición

Çünkü önceki Sultan Halepi,Baybarsa vereceği sözünü tutmayıp ondan korktuğu için hırsından sakınmıştır.

- El control remoto de la TV está debajo del sofá.
- El mando a distancia de la televisión está debajo del sofá.

TV uzaktan kumandası kanepenin altında.

La utilización efectiva de desinfectantes es un tema importante en lo que concierne al control de infecciones dentro de los hospitales.

Dezenfektanın etkin kullanımı hastanelerde enfeksiyon kontrolü ile ilgili olarak önemli bir konudur.

El CDC [Centros para el Control y Prevención de Enfermedades, en inglés] recomienda desinfectantes de manos con al menos un 60% de alcohol.

CDC(Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri) en az %60 alkol içeren el dezenfektanlarını tavsiye ediyor.