Translation of "Camina" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Camina" in a sentence and their turkish translations:

Camina.

Yürü.

- Ella camina lento.
- Camina lento.

O yavaş yürüyor.

- Tom camina lentamente.
- Tom camina despacio.

Tom yavaşça yürür.

Y camina.

Yürüyor.

Camina lentamente.

Yavaş yavaş yürüyün.

Ella camina.

O yürür.

Camina rápido.

O, hızlı yürür.

Tom camina.

Tom yürür.

Camina conmigo.

Benimle yürü.

Camina más despacio.

Daha yavaş yürüyün.

Él camina despacio.

- O, yavaşça yürüyor.
- Ağır yürür.
- Yavaş yürür.

Tom camina rápido.

Tom hızlı yürür.

Tom camina lentamente.

Tom yavaş bir yürüyücü.

Él camina, yo camino.

O yürüyor, ben de yürüyorum.

Camina delante de mí.

Benim önümde yürü.

Tom camina muy lentamente.

Tom çok yavaş yürür.

No corras, camina despacio.

Koşma, yavaşça yürü.

- Ella anda.
- Ella camina.
- Anda.

O yürür.

- María camina despacio.
- María anda despacio.

Maria yavaş yürür.

Tom casi siempre camina al trabajo.

Tom hemen hemen her zaman işe yürüyerek gider.

Camina con cuidado. El piso está resbaloso.

Adımına dikkat et. Zemin kaygan.

Él camina cada mañana por el parque.

O, her sabah parkta yürür.

Tom camina unas quince millas al día.

Tom günde yaklaşık on beş mil yürüyor.

Camina kilómetros en los barrios marginales a su escuela.

Mahallesinden okula kilometrelerce yürüyor.

Además de cicatrices en orejas y brazos, camina cojeando,

Kulak ve kollarındaki yaraların yanı sıra topallayarak yürüyor,

Dé algunos pasos y dígame si duele cuando camina.

Birkaç adım atın ve yürüdüğünüzde onun ağrıyıp ağrımadığını bana söyleyin.

Camina a lo largo del río y encontrarás la escuela.

Nehir boyunca yürü! Okulu bulursun.

- Caminá lo más rápido posible.
- Camina lo más rápido posible.

Mümkün olduğunca hızlı yürüyün.

Camina una hora en cada sentido todos los días a la escuela,

Her gün, derin vadilerden ve izole alanlardan geçerek

Más tarde me di cuenta de que la gente de Beijing camina despacio.

Pekinlilerin yavaş yürüdüğünü sonradan fark ettim.

La gente que camina en los arrecifes podría pisar uno que intenta esconderse de depredadores durante el día.

yani mercan kayalıklarında yürüyen bir insan bile, gündüz vakti avcılardan saklanan bir tanesinin üstüne basabilir.

- Él camina a la escuela.
- Él va a la escuela caminando.
- Él va al colegio a pie.
- Va a la escuela caminando.
- Va caminando a la escuela.
- Va al colegio a pie.

- O, okula yaya gider.
- Okula yayan gidiyor.
- Okula yürüyerek gider.