Examples of using "Bastantes" in a sentence and their turkish translations:
Senin birkaç kitabın var.
O epeyce şeyler aldı.
Onun pek çok arkadaşı var.
Genç aktrisin epeyce hayranı var.
Sami, Leyla'dan birkaç mektup aldı.
Onun ABD'de birçok arkadaşı var.
Ben et yemeyen epeyce insan tanıyorum.
Bunların birçoğu benim.
Senin birkaç kitabın var.
Bunlardan bazıları benim.
Burada çok sayıda modern bina var.
Tom birkaç öykü yazdı ama henüz bir kitap yayınlamadı.
- Sepette birçok çürük elmalar vardı.
- Sepette bir sürü çürük elma vardı.