Translation of "Alimentar" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Alimentar" in a sentence and their turkish translations:

Cinco bocas que alimentar

Doyuracak beş boğaz var.

Debo alimentar las gallinas.

Gidip tavukları yemlemem gerekiyor.

Era alimentar a estas cabras.

bu keçileri beslemekti.

Para alimentar a esta gran población

Ve bu devasa nüfusu besleyebilmek için

Me gusta alimentar a las palomas.

Güvercinleri beslemeyi seviyorum.

Se le olvidó alimentar al perro.

Köpeği beslemeyi unuttu.

¿Cuándo debería alimentar a mi perro?

Köpeğimi ne zaman beslemeliyim?

Tom olvidó alimentar a su perro.

Tom köpeğini beslemeyi unuttu.

Erradicar la enfermedad, alimentar a los hambrientos,

hastalıkları yok etmek, aç insanları doyurmak,

Es hora de alimentar a su familia.

Ailesini doyurma vakti geldi.

En invierno, debemos alimentar a los pájaros.

Kışın, kuşları beslemeliyiz.

Favor de no alimentar a los animales.

Lütfen hayvanları beslemeyin.

El trabajo de ellos es alimentar al ganado.

Onların işi sığır beslemektir.

¿Qué tan frecuentemente debería alimentar a mi perro?

Ne sıklıkta köpeğimi beslemeliyim?

Él tenía que alimentar a su numerosa familia.

O, büyük ailesini beslemek zorundaydı.

En lugar de preservarlos para alimentar a futuras generaciones.

yok olmalarını öylece durup izlemek çok kolay.

Hormigas reina tratando de alimentar a todas las hormigas

kraliçe karıncayı beslemek için çalışır bütün karıncalar

Tom quiere alimentar a los pájaros en el parque.

Tom parkta kuş beslemek istiyor.

¿Cuántas veces al día debería alimentar a mi perro?

Köpeğimi günde kaç kez beslemeliyim?

Preferiría alimentar a mi perro antes de que comamos.

Biz yemeden önce köpeğimi beslemeyi tercih ederim.

Solía alimentar a mi perro dos veces al día.

Köpeğimi günde iki kez beslerdim.

¿Tienes algo de pan? Voy a alimentar a las palomas.

Ekmeğin var mı? Güvercinleri besleyeceğim.

¿Cuántas veces al día debe uno alimentar a un perro?

Bir köpeği günde kaç kez beslemelisin?

Enviaron a la princesa al lago para alimentar al dragón.

Prenses, ejderhanın beslenmesi için göle gönderildi.

¿Cuál es la mejor hora para alimentar a tu perro?

Köpeğinizi beslemek için en iyi zaman ne zamandır?

Vi al anciano alimentar a su perro con huesos de pollo.

Yaşlı adamın köpeğini tavuk kemiği ile beslediğini gördüm.

Él suele alimentar a su perro con comida barata para perros.

O genellikle köpeğini ucuz köpek maması ile besler.

¿Qué tan a menudo y con cuánto debería alimentar a mi perro?

Köpeğimi ne sıklıkta ve ne kadar beslemeliyim?

Tom ofreció alimentar a mi gato mientras yo estaba fuera de la ciudad.

Tom ben şehir dışındayken kedimi beslemeyi önerdi.

Desafortunadamente tienen que venir a los centros de la ciudad para alimentar sus estómagos

artık karınlarını doyurabilmek için malesef şehir merkezlerine gelmek zorunda kalıyorlar

¿Para qué creen que hacen las familias que no pueden alimentar a sus hijos?

Çocuğuna ekmek yediremeyecek duruma düşen aileler sizce ne yapacak?

Había organizado enormes depósitos de suministros, y unidades de transporte, para alimentar al ejército.

büyük ikmal depoları ve taşımacılığı organize etmişti orduyu beslemek için birimler.

- Está prohibido dar de comer a las palomas.
- Está prohibido alimentar a las palomas.

Güvercinleri beslemek yasaktır.

- Tengo que alimentar a mi gato.
- Tengo que dar de comer a mi gato.

Kedimi beslemeliyim.

Tuve problemas decidiendo con qué marca de comida de perros alimentar a mi perro.

Köpeğimi hangi marka köpek yiyeceği ile besleyeceğime karar vermede güçlük çekiyorum.

Después del juego, él se fue derecho a su casa a alimentar a su perro.

Oyundan sonra, o, köpeğini beslemek için doğruca eve gitti.

Después de perder su trabajo, no podía permitirse alimentar a los perros, de modo que los regaló.

O, işini kaybettikten sonra, köpeklerini besleyemedi, bu yüzden onları birine hediye verdi.

He oído que es mejor siempre alimentar a tu perro a una hora específica todos los días.

Köpeğinizi her gün belirli bir zamanda beslemenin en iyisi olduğunu duydum.

- Los visitantes no pueden alimentar a los animales.
- Está prohibido dar comida a los animales.
- Está prohibido dar de comer a los animales.
- No se puede dar de comer a los animales.
- Los visitantes no pueden dar de comer a los animales.

Ziyaretçiler hayvanları besleyemez.