Examples of using "¿habló" in a sentence and their turkish translations:
Kim konuştu?
O konuştu.
Tom konuştu.
O benimle İspanyolca konuştu.
O, kazadan bahsetti mi?
Tom çok fazla konuştu.
O, müzik hakkında konuştu.
Çok konuştu.
Kimse benimle konuşmadı.
O, hızlı şekilde konuştu.
Tom seninle konuştu mu?
- Böyle buyurdu Zerdüşt.
- Böyle konuştu Zerdüşt.
Tom sonunda konuştu.
O çok iyi konuşuyordu.
Benimle nazikçe konuştu.
- Tom, Mary ile konuştu.
- Tom, Mary'yle konuştu.
Tom benimle Fransızca konuştu.
Bir yabancı benimle konuştu.
O adam biraz konuştu.
- Tom, Mary ile konuştu.
- Tom, Mary'yle konuştu.
O, başkanla konuştu.
O, ailesi hakkında konuştu.
Tom sadece benimle konuştu.
Barış hakkında konuştu.
Tom Fransızca konuştu.
Tom sadece benimle konuştu.
Tom Boston hakkında konuştu.
Tom konuştu.
Bana ondan bahsetti.
O dün senin hakkında konuştu.
O kendi kendine konuştu.
O benimle İspanyolca konuştu.
Kitabım hakkında konuşur musun?
Müşteri avukatla konuştu.
O benimle İspanyolca konuştu.
Yaşlı adam benimle Fransızca konuştu.
Fakat aynı zamanda, destek ve güç vermek
neler olduğundan bahsetti
- Mary Japonjayı yavaşça konuştu.
- Mary yavaşça Japonca konuştu.
O, başkanla konuştu.
O, çocukça konuştu.
Tom uykusunda konuştu.
O yüksek sesle ve net konuştu.
O hangi konuları tartışıyor?
Tom benimle Fransızca konuştu.
Tom benimle Fransızca konuştu.
Bunu sana kim söyledi?
Tom üç dakika konuştu.
Tom niçin konuşmadı?
Tom kimseyle konuşmadı.
Tom seninle ne hakkında konuştu?
O bir saat konuştu.
O bir saat boyunca konuştu.
Tom telefonda Mary ile konuştu.
Berberice konuşuyordu.
Berberîce konuştu.
Kumi kulübü hakkında konuşmadı.
Tom bana kazadan bahsetmedi.
O, benimle bir gülümseme ile konuştu.
Tom bana sizin hakkınızda çok şey anlattı.
Yaşlı adam benimle Fransızca konuştu.
Tom'un Mary ile konuştuğunu düşünüyor musun?
Ken dün arkadaşları ile konuştu.
Tom bugün benimle konuşmaz bile.
Bana kimse bundan bahsetmedi.
Tom Mary ile telefonda konuştu.
Tom telefonda Mary ile konuştu.
O, partide benimle konuşmadı.
Tom, Mary'yle sorun hakkında konuştu.
Bu konuda benimle konuştu.
Herkes o konu hakkında konuştu.
Everett neredeyse iki saat boyunca konuştu.
Yaşlı bir adam aniden benimle konuştu.
Tom dün gece Mary ile hiç konuşmadı.
Tom pazartesi günü Mary ile konuştu.
Tom bana bundan hiç bahsetmedi.
Geçmişi hakkında hiç konuşmadı.
GL ise, çocuklar ve bu mahallede yaşamanın
Zayıf bir sesle konuştu.
Bir Amerikalı tren istasyonunda benimle konuştu.
Ona meseleden bahsetti.
Sanki annemmiş gibi konuştu.
Tom, Mary'nin arkasından konuştu.
O, Japoncayı iyi konuştu.
Bir Amerikalı istasyonda benimle konuştu.
Genç prens yüksek bir sesle konuştu.
Tom Mary'ye John'dan bahsetmedi.
O öğrenci için çok hızlı konuştu.
Tom toplantıda Fransızca konuştu.
- Otobüste bir yabancı benimle konuştu.
- Bir yabancı, otobüste benimle konuştu.
Benimle zar zor konuştu.
Mary o konuyu arkadaşlarıyla konuştu.