Translation of "¿habló" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "¿habló" in a sentence and their turkish translations:

¿Quién habló?

Kim konuştu?

Él habló.

O konuştu.

Tom habló.

Tom konuştu.

- Me habló en español.
- Habló conmigo en español.

O benimle İspanyolca konuştu.

¿Habló del accidente?

O, kazadan bahsetti mi?

Tom habló demasiado.

Tom çok fazla konuştu.

Habló de música.

O, müzik hakkında konuştu.

Ella habló mucho.

Çok konuştu.

Nadie habló conmigo.

Kimse benimle konuşmadı.

Ella habló rápido.

O, hızlı şekilde konuştu.

¿Te habló Tom?

Tom seninle konuştu mu?

Así habló Zarathustra.

- Böyle buyurdu Zerdüşt.
- Böyle konuştu Zerdüşt.

Tom finalmente habló.

Tom sonunda konuştu.

Habló muy bien.

O çok iyi konuşuyordu.

Habló amablemente conmigo.

Benimle nazikçe konuştu.

- Tom habló con Mary.
- Tom le habló a Mary.

- Tom, Mary ile konuştu.
- Tom, Mary'yle konuştu.

- Tom me habló en francés.
- Tom habló conmigo en francés.

Tom benimle Fransızca konuştu.

Un extranjero habló conmigo.

Bir yabancı benimle konuştu.

Ese hombre habló poco.

O adam biraz konuştu.

Tom habló con Mary.

- Tom, Mary ile konuştu.
- Tom, Mary'yle konuştu.

Habló con el presidente.

O, başkanla konuştu.

Habló de su familia.

O, ailesi hakkında konuştu.

Tom habló solo conmigo.

Tom sadece benimle konuştu.

Él habló de paz.

Barış hakkında konuştu.

Tom habló en francés.

Tom Fransızca konuştu.

Tom solo habló conmigo.

Tom sadece benimle konuştu.

Tom habló sobre Boston.

Tom Boston hakkında konuştu.

- Tom habló.
- Tom charló.

Tom konuştu.

Me habló de ello.

Bana ondan bahsetti.

Ayer habló de ti.

O dün senin hakkında konuştu.

Él habló consigo mismo.

O kendi kendine konuştu.

Habló conmigo en español.

O benimle İspanyolca konuştu.

¿Habló de mi libro?

Kitabım hakkında konuşur musun?

- El cliente habló con el abogado.
- El cliente habló con su abogado.
- La cliente habló con su abogado.

Müşteri avukatla konuştu.

- Me habló en español.
- Ella me habló en español.
- Se dirigió a mí en español.
- Habló conmigo en español.

O benimle İspanyolca konuştu.

- El anciano me habló en francés.
- El anciano habló conmigo en francés.

Yaşlı adam benimle Fransızca konuştu.

Pero también habló con orgullo

Fakat aynı zamanda, destek ve güç vermek

Habló de lo que pasó

neler olduğundan bahsetti

Mary habló despacio en japonés.

- Mary Japonjayı yavaşça konuştu.
- Mary yavaşça Japonca konuştu.

Ella habló con el presidente.

O, başkanla konuştu.

Ella habló de manera infantil.

O, çocukça konuştu.

Tom habló en sus sueños.

Tom uykusunda konuştu.

Ella habló fuerte y claro.

O yüksek sesle ve net konuştu.

¿Sobre qué temas habló ella?

O hangi konuları tartışıyor?

Tom me habló en francés.

Tom benimle Fransızca konuştu.

Tom habló conmigo en francés.

Tom benimle Fransızca konuştu.

¿Quién te habló de esto?

Bunu sana kim söyledi?

Tomás habló durante tres minutos.

Tom üç dakika konuştu.

¿Por qué no habló Tom?

Tom niçin konuşmadı?

Tom no habló con nadie.

Tom kimseyle konuşmadı.

¿De qué te habló Tom?

Tom seninle ne hakkında konuştu?

Él habló por una hora.

O bir saat konuştu.

Él habló una hora entera.

O bir saat boyunca konuştu.

- Tom habló con Mary por el teléfono.
- Tom habló por teléfono con Mary.

Tom telefonda Mary ile konuştu.

- Habló en bereber.
- Hablaba en bereber.
- Ella habló en bereber.
- Ella hablaba en bereber.

Berberice konuşuyordu.

- Habló en bereber.
- Hablaba en bereber.
- Él habló en bereber.
- Él hablaba en bereber.

Berberîce konuştu.

Kumi no habló sobre su club.

Kumi kulübü hakkında konuşmadı.

Tom no me habló del accidente.

Tom bana kazadan bahsetmedi.

Ella me habló con una sonrisa.

O, benimle bir gülümseme ile konuştu.

Tom me habló mucho de vos.

Tom bana sizin hakkınızda çok şey anlattı.

El anciano me habló en francés.

Yaşlı adam benimle Fransızca konuştu.

¿Crees que Tom habló con Mary?

Tom'un Mary ile konuştuğunu düşünüyor musun?

Ken habló ayer con sus amigos.

Ken dün arkadaşları ile konuştu.

Hoy Tom ni siquiera habló conmigo.

Tom bugün benimle konuşmaz bile.

Nadie me habló acerca de eso.

Bana kimse bundan bahsetmedi.

Tomás habló con María por teléfono.

Tom Mary ile telefonda konuştu.

Tom habló por teléfono con Mary.

Tom telefonda Mary ile konuştu.

No habló conmigo en la fiesta.

O, partide benimle konuşmadı.

Tom habló del problema con Mary.

Tom, Mary'yle sorun hakkında konuştu.

Él me habló acerca de ello.

Bu konuda benimle konuştu.

Todo el mundo habló sobre eso.

Herkes o konu hakkında konuştu.

Everett habló durante casi dos horas.

Everett neredeyse iki saat boyunca konuştu.

De repente, un anciano me habló.

Yaşlı bir adam aniden benimle konuştu.

Tom no habló con Mary anoche.

Tom dün gece Mary ile hiç konuşmadı.

Tom habló con Mary el lunes.

Tom pazartesi günü Mary ile konuştu.

Tom nunca me habló sobre esto.

Tom bana bundan hiç bahsetmedi.

Él nunca habló de su pasado.

Geçmişi hakkında hiç konuşmadı.

G. L. también habló de los niños,

GL ise, çocuklar ve bu mahallede yaşamanın

Ella habló con un hilo de voz.

Zayıf bir sesle konuştu.

Un estadounidense me habló en la estación.

Bir Amerikalı tren istasyonunda benimle konuştu.

Él habló con ella sobre el asunto.

Ona meseleden bahsetti.

Ella habló como si fuera mi madre.

Sanki annemmiş gibi konuştu.

Tom habló de María a sus espaldas.

Tom, Mary'nin arkasından konuştu.

- Ella habló bien japonés.
- Hablaba bien japonés.

O, Japoncayı iyi konuştu.

Un americano habló conmigo en la estación.

Bir Amerikalı istasyonda benimle konuştu.

El joven príncipe habló en alta voz.

Genç prens yüksek bir sesle konuştu.

Tom nunca habló a Mary de John.

Tom Mary'ye John'dan bahsetmedi.

Él habló demasiado rápido para el alumno.

O öğrenci için çok hızlı konuştu.

Tom habló en francés en la reunión.

Tom toplantıda Fransızca konuştu.

Me habló un extraño en el autobús.

- Otobüste bir yabancı benimle konuştu.
- Bir yabancı, otobüste benimle konuştu.

- Apenas me habló.
- Él apenas me hablaba.

Benimle zar zor konuştu.

María habló de ello con sus amigos.

Mary o konuyu arkadaşlarıyla konuştu.