Examples of using "шкафу" in a sentence and their turkish translations:
Dolapta.
Bu dolapta ne var?
Masa örtüsü dolapta.
O tuvalette.
Dolapta ne var?
Dolabında ne var?
Tom gitarını dolabında tutar.
Tom dolaba saklandı.
O, dolapta saklanıyor.
Dolaba bakalım.
Tom dolapta saklanıyor.
Dolapta başka ne var?
O dolapta ne var?
Kendimi dolabta sakladım.
Dolaba saklan.
Hırsız çocuğu dolaba kapattı.
Dolapta saklanan biri var.
Bu dolapta bir şey yok.
Tom Mary'yi bir dolaba kitledi.
Dolabımda bir canavar var.
Tom kız kardeşini dolaba kilitledi.
Bu Tom'un dolabıydı.
Çekmecede anahtarı aradı.
Her ailenin utanılacak bir sırrı vardır.
Bu utanç verici bir sır.
Mary en iyi yemek takımlarını o dolapta tutar.
Küçük kız dolaba saklandı.
Dolaba saklandım.
Tom bir çocukken dolapta saklanmayı severdi.
Tom yatak odası dolabını temizledi.
Mary akşam yemeği pişirmeye gittiğinde, dolaptaki patateslerinin çimlenmiş olduğunun farkına vardı.
Hiçbir şekilde kitaplıktaki kitaplardan resim kesip çıkaramazsın.
Giyecek bir şey için dolabıma baktım fakat ortam için uygun bir şey bulamadım.
Çocuk hırsızları Tom'un ağzını tıkadılar ve onu bir dolaba kilitlediler.