Examples of using "Оно" in a sentence and their turkish translations:
Sürdürülemez.
Kayıp.
O yaşıyor.
O kocaman.
Her şey nasıl?
Bu o mu?
Bu gerçek mi?
Bu lezzetsiz.
O beyazdır.
Bu, bigisayar tarafından üretilmiş.
ve anlaşılacağı üzere böyleydi de
Var olmasını sağlayan şey gerekliliktir.
Ama çok eski bir yer.
O çok yapışkan.
O örümceklerle dolu.
Bu çok küçük.
- O ne kadar büyük?
- Ne kadar büyük?
O büyüktü.
Neredeyse yeni!
İptal edilmişti.
Ne kadardır hizmet ediyor?
Pekâlâ, şuna bak!
Karanlıktı.
- Yeme onu, tarihi geçmiş.
- Onu yeme, son kullanma tarihi geçmiş.
Buna dokun. Gerçekten yumuşak.
Bunun nasıl çalıştığını anlıyor musun?
İyileşme asıl burada başlar.
"Evet, geçecek.
Tıpkı mahvolmuş yeryüzünü dönüştürüp
Adeta ses ile flört ediyor.
O yumuşaklık hissi veriyor.
O beyaz mı?
O ona değmez.
Belki o buna değdi.
Bunun işe yarayacağını düşünüyor musun?
- Evet.
- Bu doğru.
O yaşıyor.
Onun buna değer olduğunu düşünüyorum.
Demek öyle ha!
Bu kurşun kadar ağır.
Bu, kar gibi beyazdır.
Umarım buna değer.
O bir solucan gibi debeleniyor.
- Onun tadı nasıl?
- Onun nasıl bir tadı var?
Tamamen değdi!
O öldü.
Bu boş.
Unut gitsin. O buna değmez.
Sabır bittiği yerde başlar.
- O kırılacak.
- O bozulacak.
Düşündüğümden daha küçüktü.
Ne kadar tutacağı umurumda değil.
Bronş ağacından dallanan,
adeta kutsal aşkın nişanı hâline geldi.
Çalışma daha çıkmamıştı bile.
Yani, gelir ve gider.
aynı zamanda benim sanatımı mümkün kılan şey.
Burası da işle flört ediyor.
Üstelik eğlenceli ve stresli değil.
Başlangıcı 1946'ya dayanıyor,
O, kaya gibi sertti.
O gittikçe daha yakına taşındı.
Favori futbol oyuncum Shinji Ono'dur.
Bazen aynen öyle.
Bu çok küçük.
Eğer satılık değilse, reklamını yapma.
Sizde var mı?
kaydettiğimiz ilerlemeyi gösteren
Mutluluğumuz koşulların keyfine kalmış olacaktır.
zihinsel durumumuzun o anki halidir.
anı temelde anlamsız hâle gelir.
Öyle güçlü ki, hem görüşü hem de sezgiyi birleştiriyor
Bizi rutin işlerden kurtarmak
o devasa MR makinesinden küçük,
onun olabilirliğini daha mümkün görüyoruz.
Karanlıktaysa... ...çok, çok daha iyi görürler.
yok yok olmaz ama yinede neyse
O beyazdır.
O, göründüğü kadar iyi değildir.
O gülümsedi.
O çok ucuz.
Bu her zaman olduğu gibi.
O buna değer.
Ona değerdi.
Göründüğü gibi değil.
Onun hâlâ çalıştığını umalım.
O ne zaman bitti?
O evde.
O buna değdi mi?
O temiz.
O ikinci-el.
Zamanın sonu yoktur. Sonsuzdur
Hava soğumadan önce yemeğimizi yiyelim.
Bu zehirli.
(Olayları)Anlatıyor ama çok iyi değil.