Examples of using "сравнится" in a sentence and their turkish translations:
Hiçbir şey onun güzelliği ile karşılaştırılamaz.
Kavrulmuş kahvenin kokusu gibi bir şey yok.
Bir bardak doğal, taze sıkılmış meyve suyu gibi bir şey yok.
Bir tam günlük çalışmadan sonra bir bardak bira gibi bir şey yoktur.
Yemek pişirmeye gelince, hiç kimse Mary'ye eş değerde olamaz.
Çünkü göklerde RAB'be kim eş koşulur? Kim benzer RAB'be ilahi varlıklar arasında?
Noel armağanlarını açarken çocuğunuzun yüzündeki sevinç ile kıyaslayabilecek çok az şey vardır.
Birinin cesaretini test etmek için yakın muharebe gibisi yoktur.