Examples of using "пугает" in a sentence and their turkish translations:
Bu seni korkutuyor mu?
Tom seni korkutuyor mu?
Evlilik bazı insanları korkutur.
Onları korkutan bu.
Hiçbir şey bizi korkutmaz.
Tom beni korkutuyor.
Matematik beni korkutuyor.
Otobüs beni korkutuyor.
Bu beni korkutuyor.
Tom beni korkutuyor.
Tom herkesi korkutuyor.
O beni korkutuyor.
O beni azıcık korkutmuyor.
Seni en çok ne korkutur?
Hiçbir şey beni korkutmuyor.
Onun beni korkuttuğunu düşünüyor musun?
Ölmekten korkmuyorum.
Gerçeklik korkutucu.
Bu sadece beni korkutuyor.
Tom beni korkutmuyor.
Hiçbir şey Tom'u korkutmuyor.
Hiçbir şey onları korkutmaz.
Hiçbir şey onu korkutmaz.
Bu gerçekten beni korkutuyor.
Bu beni biraz korkutuyor.
Gelecek beni çok korkutuyor.
O beni korkutmaz.
Bu beni korkutan şey.
En azından o beni korkutmuyor.
Hiçbir şey artık beni korkutmuyor.
Beni çıldırtıyor.
Onun kötü yüzü beni bir parça bile korkutmuyor.
Onun söylediği beni korkutuyor.
Gelecekten korkmuyorum.
Şartlar o kadar hızlı değişiyor ki bu beni korkutuyor.
Son zamanlarda sıkça depremler yaşamamız beni korkutuyor.
Kuşlar plastik baykuştan korkmuş görünmüyor.