Examples of using "поцелуй" in a sentence and their turkish translations:
Babana bir öpücük ver.
Tom'a bir öpücük ver.
Beni öp.
Onu öp.
Popomu öp.
Bir öpücük alabilir miyim?
Öp beni, Tom.
Öp beni, seni aptal!
Öp beni, salak!
Öpücük için teşekkürler.
Bu çok romantik bir öpücüktü.
İlk öpücüğünü hatırlıyor musun?
Beni öp.
Kapa çeneni ve öp beni!
Öpücüğün baldan daha tatlı.
Sen bana bir öpücük borçlusun.
Sadece bir öpücüktü.
Tom'a benim için bir öpücük ver.
Soldan beşinci adamı öp.
Ona bir öpücük ver.
Tom'u öp.
Onu öp.
Benim için onu öp.
Onu benim için öp.
Tom bir öpücük almayı umuyordu.
- Git başka birini öp.
- Git başkasını öp.
Tom Mary'ye bir öpücük attı.
İlk öpücüğümdü.
Tom Mary'ye romantik bir öpücük verdi.
O ona bir öpücük attı.
Buraya gelip beni öp.
Bıyıksız bir öpücük tuzsuz bir yumurta gibidir.
İlk öpücüğümü asla unutmayacağım.
O sadece yanaktan bir öpücüktü.
Bıyıksız bir öpücük bir kase tuzsuz çorba gibidir.
Dünyadaki tek gerçek dil öpücüktür.
Tom Mary'ye göz kırptı ve ona bir öpücük attı.
- Bana bir veda busesi ver.
- Bir veda öpücüğü ver bana.
- Bana bir hoşça kal öpücüğü ver.
Tom'u benim için öp.
Ona benim için bir öpücük ver.
Ona benim için bir öpücük ver.
İlk öpücüğümün daha romantik olacağını hayal ettim.
Bir öpücük ödünç alabilir miyim? Onu geri vereceğime söz veriyorum.
Biz yanlış bir şey yapmadık. O sadece bir öpücüktü.
Mary onu öptü ama Tom onu öpmedi.
Beni öpmek istersen, öyleyse beni öp.
Ne kadar uğraşırsam uğraşayım, o öpücüğü unutamam.
Seninle olamayacağım için, sana bir öpücük gönderiyorum.
"Ah Tom, sen büyük, güçlü adamsın! Buraya gel ve beni öp!" "Üzgünüm! Ben evliyim!"
Kahve bir kızın ilk buluşmasındaki öpücük kadar sıcak, o gece kızın kucağı kadar yumuşak ve annesinin kızı bulduğu zaman ettiği küfürler kadar siyah olmalıdır.