Examples of using "положить" in a sentence and their turkish translations:
Buna bir nokta koymak zorunda kalacağız.
Notebookların bir çekmeceye koyulmaları gerekir.
Onu nereye koymalıyım?
Biraz kayısı reçeli ister misiniz?
Onu masaya koyabilir misin?
Çantamı nereye koyabilirim?
Diş fırçanızı almayı hatırladınız mı?
elleriniz dizlerinizin üzerinde.
havuzun üzerine bir plastik tabak koyun
Onu herhangi bir yere koyabilirsin.
Kavgaya son vermeye çalıştım.
Onlar tartışmaya bir son vermeye karar verdi.
Bunu nereye koymalıyım?
Onu bitireceğim.
Şimdi buna bir nokta koymalıyız.
Hükümet terörizme son vermeye kararlı.
Diplomatik diyalog çatışmayı bitirmeye yardımcı oldu.
Böyle bir geleneği ortadan kaldırmalıyız.
Bunu arabaya koyacağım.
Çorbanın daha fazla sarımsağa ihtiyacı var.
Tom şemsiyesini nereye koyacağını bilmiyordu.
Bunu nereye koyacağımdan emin değilim.
Çantama hangi tür kıyafet koyayım?
Bavulları arabaya yerleştirebilir misin?
Bunu oraya koyabilirsin.
ve bu, resmi politikanın büyük ölçüde sone ermesini sağladı.
- Aptalca davranışına bir son vermelisin.
- Aptalca davranışına bir son vermen gerekiyor.
Affedersiniz fakat kitaplarımı buraya bırakabilir miyim?
Biraz para yatırmak istiyorum.
Onu arabada bırakmanı söyledim.
Bu şiire beste yapar mısın?
Çayına şeker koymayı unuttum.
Top kitaplarını içine koymak için çantasını açtı.
Paranı o bankaya gerçekten yatırmak istiyor musun?
Bu çantayı başka bir yere koyar mısın?
Bu poşetleri bagaja koyar mısın?
birlikte bu toplu hapsedilmeyi sona erdirebiliriz.
yapmamız gereken diğer şey kurum ve düzenlemelerimizde
Lütfen mektubu posta kutusuna koymayı unutma.
Bu parayı bir bankaya yatırmalıyız.
Yemeğe koymadan önce yumurtayı çırp.
Hesaba biraz para koymak istiyorum.
Çamaşırımı nereye koymalıyım?
Çantalarımı nereye koymalıyım?
Ben kapatır kapatmaz telefon yine çalmaya başladı.
Bana bunu nereye koyacağımı söyle.
Bunun yaşanmasını önlemek için bu katı yasaları koyduk.
Tom arabaya çadır koymayı unutarak kamp gezimizi mahvetti.
Buna bir son vermek istiyorum.
Telefonu kapar kapamaz bir çağrı daha geldi.
Bunu tam olarak nereye koymalıyım?
Onu nereye koyacağımı bilmiyorum.
- Bunu koyabileceğim bir kutun var mı?
- Bunu içine koyabileceğim bir kutunuz var mı?
Lütfen bana bunu nereye koyacağımı söyle.
Bana bu kitapları nereye koyacağımı söyle.
Bunu nereye koyacağıma karar veremiyorum.
Kitabı masaya geri koysan iyi olur, zira sahibi oraya geri dönecek.
Bu kırılgan şeyleri güvenli bir yere koyar mısın?
Savaş insanlığa son vermeden önce insanlık savaşa son vermelidir.
- Bunu nereye koyacağımı bilmeliyim.
- Bunu nereye koyacağımı bilmem gerekiyor.
Onları nereye koyacağımı bilmiyorum.
Eşyaları bir kutuya koyabilirim.
Bu çorbanın daha fazla tuza ihtiyacı var.
Çantalarımı nereye koyabilirim?
Onu nereye koyacağını sana göstereyim.
Kız kardeşim diyor ki, eğer kahveye şeker katarsan kahvenin tadını kaçırıyor.
Bu eski kuralları feshetmeliyiz.
Tom Mary'ye kullanmayı bitirdiğinde çekici alet çantasına geri bırakmasını söyledi.
işte bunların hepsi olabilir. Bu taşları her 4 dakika bir yerleştirirsek işte inşaatı 20 yıl sürüyor
Tom her zaman iyi bir fincan kahveyi mahvetmenin en iyi yolunun içine krema ve şeker koymak olduğunu söylüyor.
Bunu nereye koyacağımı bilmiyorum.
Bütün bu kitapları koyacak bir yer bulmam gerek.
Bir sürü kişi pandispanyayı fırınlanması zor sanmakta, ama yeterince yumurta kullanırsanız hiçbir şey sahiden ters gitmeyebilir.
O kutu bunun hepsini koymak için çok küçük.
Eskiden gıda maddelerini koymaya yarayan tahta kaplara külek denirdi.