Examples of using "наизусть" in a sentence and their turkish translations:
Bu isimleri ezbere öğren.
Bunu ezbere öğrendim.
Onu çok iyi biliyorum.
Şiiri ezberledim.
Dişi, yolu çok iyi biliyor.
Türk İngilizce öğretmenleri sürekli olarak "Memorize, memorize, memorize" yani "Ezberle, ezberle, ezberle"diyorlar.
Bu cümleyi ezberleyelim.
O, şiiri ezbere öğrendi.
Bu dersi kalbinle öğren.
Tom şiiri ezbere biliyordu.
Hepsini ezbere biliyorum ben!
Öğrenciler birçok şiiri ezberledi.
Hepimiz şiiri ezberledik.
Şiiri ezberledin mi?
Numarasını ezbere biliyor musun?
Bu şiiri ezbere öğrenelim.
Şiiri ezbere biliyorum.
Rus alfabesini ezbere biliyor musun?
Herkes kelimeleri ezbere öğrenmek zorunda.
Başkanın yürekten konuşmayı öğrenmesi lazım.
Öğrencilere şiiri ezbere öğrenmeleri söylendi.
Ben bu kitabı ezbere biliyorum.
Numarası ezberinizde mi?
- Düzensiz fiilleri ezberlemek gerekir.
- Düzensiz fiilleri ezbere bilmek gerekir.
Bu şarkıyı ezbere biliyorum.
O, şiiri ezberlemede güçlük çekmedi.
Şiiri ezberlemek bir saatimi aldı.
çünkü doğrusunu söylemek gerekirse ezbere anlatıyorum.
Bütün şiiri ezbere öğrenmeliyiz.
Bu tarihi ezbere anlatabilirim.
Bu şiiri ezbere öğrenmeliyim.
Senin tüm şarkılarını ezbere biliyorum.
Ken, birçok Japon şarkılarını ezbere öğrendi.
Ken bir sürü Japonca şarkı ezberledi.
O sadece eğlence için periyodik tabloyu ezberledi.
Kelimelerin hepsini ezbere öğrenemeyeceğiz.
Şiiri ezberlemek zorunda kaldık.
- Sen muhtemelen bu filmin senaryosunu ezbere biliyorsundur.
- Sen bu filmi herhalde artık ezberlemişsindir.
- Anna Pi sayısının ilk bin hanesini ezbere biliyor.
- Anna π sayısının ilk bin hanesini ezberlemiş.
Bütün tarihleri ezberlemek zorunda kalacaksın.
Tüm yapmanız gereken bu cümleyi ezbere öğrenmek.
Kuralları ezbere biliyorum ama çok iyi oynamıyorum.
O beş yaşındayken o şiiri ezbere öğrendi.
Herkes en azından bir şiir seçmeli ve onu ezbere öğrenmeli.
tüm şehri ezbere bilmeniz gerekiyor ve buna 'Bilgi' deniyor.