Examples of using "лягушку" in a sentence and their turkish translations:
Yılan bir kurbağayı yuttu.
Mary kurbağayı öptü.
Çocuk kurbağaya bir taş fırlattı.
Prens bir kurbağaya dönüştü.
Tom Mary'yi bir kurbağayı yemesi için zorladı.
Cadı, onun erkek arkadaşını bir kurbağaya dönüştürdü.
Kim yatağıma bir kurbağa koydu?
Tom gerçekten kurbağa yedi mi?
Ben, Tom'a bir kurbağa yediren kişiyim.
Kurbağayı kara kurbağasından ayırt edemem.
İç organlarını incelemek için bir kurbağayı parçaladık.
Banyomun duvarında bir ağaç kurbağası buldum.
Mary bir prense dönüşeceğini umarak kurbağayı öptü.
Ona büyü yapacağım ve bir kurbağaya çevireceğim.
Her sabah canlı bir kurbağa ye ve günün geri kalan kısmında sana daha kötü bir şey olmayacak.