Examples of using "зимой" in a sentence and their turkish translations:
Kışın tanıştık.
Kışın çok kar yağar mı?
- Kışın ben her zaman grip oluyorum.
- Kışın her zaman nezleye yakalanırım.
2012 yılının kışında,
Kışın hava erken kararır.
Biz kışın tanıştık.
Kışın, günler daha kısadır.
Kışın kar yağar.
Göl kışın donuyor.
Göl kışın donuyor.
Kışın hava erken kararır.
Ben kışın doğdum.
Çilekler kışın pahalıdır.
Tom kışın doğdu.
Ben kışın ona rastladım.
Kışın sık sık üşütürüm.
Fuji Dağı kışın karla kaplıdır.
Ben kışın sık sık nezle olurum.
Kışın buraya nadiren kar yağar.
- Kuşlar kışın güneye doğru uçarlar.
- Kuşlar kışın güneye uçarlar.
Kışın çok karımız vardır.
Güneş kışın erken batar.
Güneş kışın daha erken batar.
Kuzeyde kış soğuk geçer.
Bu kış çok soğuk.
Kışın burada çok kar var mı?
Kışın, yollar buzla kaplıdır.
Tom geçen kış öldü.
Bu kış hava çok soğuk.
- Kış mevsiminde çok sayıda yangın olur.
- Kışın çok yangın çıkar.
- Kış aylarında çok sayıda yangın meydana gelir.
- Kış mevsiminde çok yangın olur.
Kışın seyahat etmeyi seviyorum.
Kışın oldukça soğuk olur.
Kışın burası çok soğuk oluyor.
Kışın bura soğuk olur.
Kışın çok kar yağar mı?
Onunla geçen yılın Kışında tanıştık.
Kışın genellikle şapka giyerim.
- Kışları sürekli burnum akar.
- Her kış aralıksız burun akıntım olur.
Geçen kış çok kar vardı.
Taze sebzeler kışın çok pahalıdır.
Çoğu ağaç kışın yapraklarını kaybeder.
Kışın çikolata yemeyi severim.
Ayılar kış uykusuna yatar.
Kuşlar kışın güneye doğru uçarlar.
Kışın kuşları beslememiz gerekir.
Kuşlar kışın güneye uçarlar.
Geçen kış çok soğuktu.
Kış boyunca güneyde kar yağar.
Kışın burada nadiren kar yağar.
Kış boyunca depresyona girerim.
Kışın kuşları beslemeliyiz.
O kış hava çok soğuktu.
Köpeğim geçen kış öldü.
Kışın çok kar var.
Kar bu kış erken düştü.
Biz kış aylarında yünlü giyeriz.
Kışın İsveç'te çok karanlık var.
Kış boyunca dışarı asla çıkmam.
- Kışın sık sık kayak yapmaya gittim.
- Kışın sık sık kayak yapmaya giderdim.
Kışın kayak yapmaya giderdim.
Ada kış boyunca buzla ve karla kaplıdır.
Kışın bile fazla karımız olmaz.
Kışın iki yorganla uyurum.
Kışın onlar her zaman kayak yapmaya giderler.
Kışın çok kar alır mısınız?
Bu kış birçok yağmurlu fırtına yaşadık.
Tom geçen kış Boston'a gitti.
Genç bitkiler kışın saksıya dikilir.
Biz geçen kış Londra'daydık.
Dudaklarım kışın sık sık çatlar.
Geçen kış Boston'daydım.
Kışın burada çok kar olur.
Kışın sık sık melankoliden muzdarip olurum.
Bu, kışın yalnız bir yer olmalı.
Kışın kendimi daha yorgun hissederim.
- Kışın burada çok kar olur.
- Kışın burada çok kar alırız.
Kışın yün şapka giymek, insanlar arasında yaygındır.
Kuzey Amerika ren geyiği kışın neredeyse sadece liken yer.
Tom geçen kış trafik kazasında öldü.
Geçen kış Boston'a gittim.
Tom bu kış Boston'a gidiyor.
Geçen kış Boston'daydık.
Bu kış Boston'a gidiyorum.
Sanırım gelecek kış Avustralya'ya gitmeyeceğim.
Kışın böyle yüksek dağlara tırmanmasan iyi olur.
Bu kış çok az kar olacak.
Üç yıl önce kışın onunla tanıştım.