Examples of using "дедушки" in a sentence and their turkish translations:
Tom Mary'nin büyükbabası olacak kadar yaşlı.
Tom deden olmak için yeterince yaşlıdır.
Onlar dedemin kitapları.
- Ona dedesinin adı verildi.
- Adını dedesinden almış.
Büyükbabamın kar beyazı saçı var.
Dedemin tekerlekli sandalyesini gördün mü?
- Tom dedem yaşında adam.
- Tom dedem olacak kadar yaşlı.
Tom, onu nasıl yapacağını büyükbabasından öğrendi.
Dedemin bir köpeği vardır.
Deden ne yapıyor?
Büyükbabamın evi bu olmalı.
Büyükbabamın resmi duvardadır.
Dedemden on dolar aldım.
Ben dedemlerden geliyorum ve amcamlara gidiyorum.
"Dedelerimiz nereliydi?" "İskoç."
- Dedesinin ismini almış olmalı.
- Ona dedesinin ismini vermiş olmalılar.
- Ona büyükbabasının adı verilmiş olmalı.
- Büyükbabasının adını almış olmalı.
Dedesine hürmeten ona Thomas adını koyduk.
Büyük ebeveynlerimin Boston'da bir evleri vardı.
Dedemin evine hiç gitmedim.
Tek oğlum Tom'a dedemin ismini verdik.
Tom, Mary'ye büyükanne ve büyükbabalarının siyah beyaz bir fotoğrafını gösterdi.
Bu büyükbabamın saatiydi.
Bu yıl büyükbaba ve büyükannelerimde yaşıyorum.
Tom büyükbabasından miras kalan parayla Mary için bir nişan yüzüğü aldı.
Büyükbabalarım ve büyükannelerim ne yapıyorlar?
Bebeğe dedesinin adı olan Richard kondu.
Büyükbabamın fotoğrafı duvarda.
İtalyan ailelerde dede ve nineler çocukların yetiştirilmesine oldukça fazla katkıda bulunurlar.
Ben bugün dedemin mezarını ziyarete gittim.
Büyük ebeveynlerimin kollarında çiçek aşısı izleri var.
Daha yüksek sesle konuş. Büyükbaban pek de iyi duymuyor.