Examples of using "дедушка" in a sentence and their turkish translations:
Ben bir büyükbabayım.
Merhaba büyükbaba.
Dedem erken kalkar.
Ali'nin dedesi tesviyeciydi.
Büyükbabamız hasta.
Dede,ölüm döşeğindedir.
Tom büyükbabası tarafından büyütüldü.
Ben Tom'un büyükbabasıyım.
Büyükbaba ölmek üzere.
Dedem nerede?
Dedem yürümeyi sever.
Büyükbabam Osakalı.
Büyükbabam onu söylerdi.
- Dedem bana almış!
- Dedem onu bana aldı!
Büyükbabam okumayı sevdi.
Deden nerede yaşıyor?
Büyükbabam Osaka'lıdır.
Büyükbabam bir arkeologdu.
Doğum günün kutlu olsun, büyükbaba.
Dedem ördek yetiştirir.
Dedem batıl inançlıydı.
Tom'un dedesi okuma yazma bilmiyordu.
Dedem okumayı sever.
Ali'nin dedesi tornacıydı.
- Ali'nin dedesi tesviyeciydi.
- Ali'nin dedesi çilingirdi.
Ali'nin dedesi davulcuydu.
Ali'nin dedesi tellaktı.
Ali'nin dedesi şifacıydı.
Ali'nin dedesi dericiydi.
- Dedem biraz ağır işitiyor.
- Dedem duymakta biraz zorluk çekiyor.
O benim büyükbabam mı?
yahu bir dedem ölse de miras kalsa
Kimilerine göre de ya bu benim dedem ya
Lucy onun büyük ebeveynleri tarafından büyütüldü.
Büyükbabam çok yavaş konuşur.
Dedem uzun yaşadı.
Benim büyükbabam kısmen Hintliydi.
Büyük ebeveynlerin nasıl?
Tom büyük ebeveynleri tarafından büyütüldü.
Büyükbabam bir sulh hakimiydi.
Dede 99 yaşına kadar yaşadı.
81 yaşındaki büyükbabası onunla gurur duyuyor.
Tom'un dedesi okuyamazdı.
Büyükbabam bize eski şeylerden bahseder.
Büyükbabam beş yıl önce öldü.
Büyükbabam üç yıl önce vefat etti.
Tom benim dedem.
Dedem savaşta askerdi.
Tom'un büyükbabası geçen pazartesi vefat etti.
Dedem marangoz.
Büyükbabam sabah kahvaltısını genellikle saat altıda yer.
Büyükbabam seksen dokuz yaşına kadar yaşadı.
Tom'un bir büyükbaba olduğuna inanamıyorum.
Dedem her gün yürüyüşe çıkar.
Tom, Mary'nin büyükbabasıdır.
Tom'un büyükbabası ona onun nasıl yapılacağını gösterdi.
Tom'un dedesinin kalp krizinden öldüğünü biliyor muydun?
Büyükbabam bastonsuz yürüyemez.
Büyükbabam hayatının geriye kalan kısmını sakin bir şekilde yaşamak istiyor.
Büyükbabam her zaman bu sandalyede oturur.
Dedem savaş sırasında askerdi.
Büyükbabam benim doğumumdan kısa bir süre sonra ölmüş.
Dedesi bir yıl önce kanserden öldü.
Dedem ben çocukken öldü.
Büyükbaba merdivenlerden düştü ve ciddi biçimde yaralandı.
Büyükbabam sabah kahvaltısını genellikle saat altıda yer.
Büyükbabam seksen dokuz yaşına kadar yaşadı.
Dedem her pazar günü kilise ayinine gider.
Tom ve ben Mary'nin büyük ebeveynleriyiz.
Dedem yüzemeyecek kadar yaşlandığını söylüyor.
Büyükbaba yaşlandığından dolayı emekli oldu.
Büyükbabam seksen yaşında bir hastalık nedeniyle hayatını kaybetti.
Büyükbabam böyle günler olacağını her zaman söyledi.
Büyükbaba kendi yaşı için hâlâ çok aktif.
Büyükbabam bir değirmenciydi.
Dedemi zar zor hatırlıyorum.
Büyükbabam bir arkeologtu.
Dedemin öldüğü yıl doğmuşum.
Büyükbabam bana bir doğum günü hediyesi verdi.
Büyükbaba doksan altı yaşında olmaktan mutlu değil.
- Tom'un baba tarafından dedesi Avustralya'da yaşıyor.
- Tom'un dedesi ve babaannesi Avustralya'da yaşıyor.
Onun dedesi yaşına göre çok sağlıklı.
Büyükbabam kitap okumayı sever.
O benim babamın babası. O benim baba tarafından büyükbabam.
Dedem doğum günü pastası üzerindeki 97 tane mumu üfledi.
Onu dedesi büyüttü.
Büyükbabası ona pahalı bir oyuncak aldı.
O tıpatıp büyükbabası gibidir.
Büyükbabalarım ve büyükannelerim ne yapıyorlar?
Bu ağaç büyükbabam tarafından dikildi.
Büyükbabam hayatında asla bir doktora danışmadı.
- Dedem araba kullanmıyor artık.
- Dedem artık araç kullanmıyor.
Büyükbaba ve büyükannelerim ben doğmadan önce öldüler.
Daha yüksek sesle konuş. Büyükbaban pek de iyi duymuyor.
Dedem ve büyükannem sütlü kahveyi katiyen sevmezlerdi.