Examples of using "Возьми" in a sentence and their turkish translations:
Bir tane daha al.
Bir mola verin.
Al senin olsun.
Parayı sen al.
- Sadece birini al.
- Sadece bir tane alın.
Tom'u al.
Bunu alın!
Tanrım!
- Lanet olsun.
- Kahretsin.
Telefonu al!
Lanet olsun!
Bunlardan birini al.
Bir şemsiye al.
nasıl yahu!
Lütfen pasta al.
Telefona cevap ver, lütfen?
Oh, serseri!
Başka bir sandalye al.
Bunu al, tatlım.
Tom'un silahını al.
Sadece onu al.
Sadece su al.
Yine şeker al.
Bu sandığı al.
Dizüstü bilgisayarını al.
Demin neler oldu?
Bir sayfa kağıt alın ve yazın!
- Hangi cehennemdeydin?
- Allah aşkına sen neredeydin?
Onun araba anahtarlarını al.
Bir kitap al ve onu oku.
Allah aşkına neredeydin?
Al bunu lütfen.
Lütfen biraz biküvi alın.
Al bunu.
Al bunları.
- Birkaç gün izne çık.
- Birkaç günlüğüne izne çık.
Bunu al ve çeneni kapa.
Bu da ne böyle?
- Takma kafana!
- Biraz sabırlı ol!
Neler oluyor?
Biraz daha ye.
Allah aşkına Tom nerede?
Bir kurabiye al.
Onun hepsini al.
Onu geri al.
Yanına para al!
Bir kart seç.
Buyur, benim kalemimi kullan.
İşte, ceketimi al.
- Lanet olsun!
- Allah kahretsin!
Elimi tut.
Sadece bir tane al.
Sadece benimkini al.
Oh, Tom, beni seninle götür!
Arabamı al.
Ceketimi al.
Bu kutuyu götür.
Allah aşkına ne yapıyorsun?
Kimsin ya sen?
Kabanını al. Soğuk bugün.
Bir kitap al ve oku!
Bu kırmızı hapların ikisini al.
- Tom kim be?
- Tom da kim oluyor?
Bir kağıt al ve yaz!
Beni seninle eve götür.
Kendine gel, Tom.
Bizi seninle götür, Tom.
- İstediğin kadar çok şeftali al.
- İstediğin kadar şeftali al.
Allah aşkına burada ne oldu?
Bunu al ve oraya git.
Ne halt oluyor burada?
O konuda ne biliyorsun?
Lanet olsun, gözlüklerimi nereye koydum?
Bir kurabiye daha al.
İstediğin iki kartı al.
Yanına bir kazak al böylece üşütmezsin.
İşte, bunu al.
İstediğiniz kadar alın.
Lütfen bunu al.
Eğer hoşuna giderse hemen onu satın al.
Lanet olsun,Tom. Hayır dedim!
Benim atımı al.
Gözlüğümü al.
Kendininkini al.
Onu eve götür.
Beni oraya götür.
Bizi oraya götür.
Ceketini al.
- Benim için bir bilet al.
- Benim için bir bilet alın.
Bu broşürü alın.
O ne halt düşünüyordu?
Allah aşkına ne söylemeye çalışıyorsun?
Babana bir fincan kahve al.
- Kendine gel.
- Kendine hakim ol.
- Bu kitabı al.
- Bu kitabı götür.