Examples of using " посмотрите" in a sentence and their turkish translations:
Şuna bakın.
Vay canına, şuna bakın.
Şunlara bakın...
Ama bakın, şuradaki ağaca bile
Vay canına, şuna bakın.
Tekrar bakın.
Şuna bakın.
Hey, bakın. Eski aletler var.
Baksanıza, eski bir fıçı!
Tanrım, bakın!
Olamaz, şuna bakın.
Burada görebilirsiniz.
Bu resimlere bak.
Daha yakından bak.
Bunun ne anlama gelebileceğine bir göz atmanızı tavsiye ediyorum,
Ama aslında baksanıza!
Baksanıza, kazmak çok kolay.
Gelip şuraya bakın.
Bakın, bir köknar ağacı.
Bakın, geriye doğru kıvrıldığını görebilirsiniz.
Birinci grafiğe bakın.
Vay canına, şuna bakın.
Başka sitelere de bakın.
Şu haritaya bakın (trakyayı unutmuşlar aq)
Herkes tahtaya baksın.
Şu eve bakın.
Yaptığına bak.
Hey, buna bak.
Bekleyin, lütfen.
Ona dikkatle bak.
Soluna bak.
Bu fiyatlara bak.
Şu resme bak.
Yukarı bak.
Gel ve bak.
Buna bak.
Resme bakın.
Kediye bak.
Daha yakından bakarsanız
Ama bakın, burada da geyik boynuzu bitkisi var.
lütfen önce o videoyu izleyin
Sayfanın üst kısmındaki resme bak.
Bu resme iyi bakın.
Bu videoya tekrar bakın yine de
Koşan şu çocuğa bak.
Lütfen bu kitaba bir göz atın.
Ne hâle geldiğine bir bak.
Lütfen tekrar bak.
Durun. Baksanıza. Üstündeki sinekleri görüyor musunuz?
Şuna bakın! Bu büyük bir kaka!
Vay canına, şuraya bakın.
Boynuna bir bakın,
Bakın, oradaki hayvan izlerini görebilirsiniz.
merak edenler lütfen oraya baksın
Yere bak.
Bana bak.
Git ve Bay Wilson'un evde olup olmadığına bak.
Oraya bak.
Yakından izleyin.
Koltuğun altına bak.
Saate bak.
- Yıldızlara bak.
- Yıldızlara bakın.
- Yıldızlara bakınız.
Arkana bak.
Gökyüzüne bak.
İşte, kendin gör.
- Bir göz atmaya gel.
- Gel ve bir göz at.
- Gel bir baksana.
- Gelip bir bak.
Tom'a bak.
Sadece dışarı bak.
Ona bak.
Şimdi bunu izle.
Bir kez daha bak.
Haritaya bak.
Fiyata bak.
Saatten haberin var mı senin?
Bu resime bak.
Bulutsuz gökyüzüne bak.
Caddeyi geçmeden önce sola ve sağa bakınız.
Şu kıza bak.
Şu kediye bak.
Şuna bakın. Arkasındaki zehir kesesini gördünüz mü?
Barış aktivisti olan teröriste bir bakın.
büyük farka bir bakın.
daha sonrasında İngilizce olana bir bakın
Grönland'a kıyasla Afrika'nın büyüklüğüne bakın.
Bana inanmadığın için, kendin ara.
Yolu geçmeden önce iki yöne de bak.
Vay canına, harika parlıyor. Şuna bakın.
Ama bakın, burada da geyik boynuzu bitkisi var.
Beşikte uyuyan sevimli bebeğe bak.
İşte, buna bak.
Tekrar bak.
- Sadece bana bak.
- Bana bir bak.
Bunu görmeye gel.
Ne yaptığına bak.
Bu fotoğrafa bak.