Examples of using "Trouxeram" in a sentence and their turkish translations:
Onları buraya getirdin, değil mi?
Onlar Tom'u bir sedyenin üstünde içeri getirdiler.
Hacılar uzak ülkelerden hediyeler getirdiler.
Birkaç dakikalık yürüyüş onu hayvanat bahçesine getirdi.
Getirdiğin kitap benim değil.
Ne getirdin?
Getireceğine söz verdiğin şeyi getirdin mi?
Ve Ay'dan gelirken 380 kilogram ay taşı getirdiler
Odama akşam yemeği sipariş ettim ama sadece şampanya ve meyve getirttim.