Examples of using "Notícia" in a sentence and their turkish translations:
- Herhangi bir haber olmaması iyi bir haber.
- Hiç haber olmaması iyi haberdir.
Biz haber aldık.
O iyi haber mi?
Haberi ne zaman duydun?
Haber onaylanmadı.
Hiç haberin var mı?
- Haberi herkes duymuş.
- Haberi herkes biliyor.
Haberi duydun mu?
Haberi duyduğuma mutlu oldum.
Haberler mutluluğumuzu artırdı.
O söylenti kısa sürede yayıldı.
Haber bizi çok şaşırttı.
Bu iyi haber.
Bu kötü haber.
Çok iyi bir haberim var.
Haber gerçek olabilir mi?
Bu haber beni mutlu etti.
Ben haberi radyoda duydum.
O haberi Hashimoto'dan aldım.
Bu kötü haber.
Bu haber bir sürprizdi.
Haberleri anlamıyorum.
Hiç iyi haberleri var mı?
Bu haber doğru olabilir mi?
İyi haber nedir?
Bana önce iyi haberi söyle.
Biz onun ölüm haberine şok olduk.
Haber onu üzüntü ile doldurdu.
Haber onu çok üzdü.
Bu benim için iyi bir haber.
Haberi duyduğuma memnun oldum.
Haberden herkes şok olmuştu.
Son zamanlarda ondan hiç haber aldın mı?
O haber için çok mutluyum.
Tom'un bazı iyi haberleri var.
Haber onu derinden üzdü.
Ben haberi radyoda duydum.
Tom, Facebook'ta bir haber hikayesi paylaştı
Haberi duyduğunda, o soldu.
- Heberi duyduğumda zevkten dört köşe oldum.
- Haberi duyduğumda çok sevindim.
Habere çok şaşırdı.
Herhangi bir haber alamadığımız için endişeliydik.
Biz haberi duyduğumuza şaşırdık.
Brian'dan henüz bir haber almadık.
Tom Facebook'ta sahte bir haber paylaştı.
- Habere şaşırmadım.
- Duyduklarıma şaşırmadım.
Haberi duyduğumda çok üzgün hissettim.
Haber bütün Japonya'ya yayıldı.
"Haberleri duydun mu?" "Hayır, ben o konuda hiçbir şey bilmiyorum."
- Hoş olmayan bir haber aldım.
- Kötü bir haber aldım.
Haber hakkında kendini üzgün hissetmen normaldir.
İyi haber Tom'un iyi olması.
Tom'a iyi haberi söylemeye gideceğim.
Haberi güvenilir bir kaynaktan aldım.
- Yakında size birkaç güzel haber vereceğim.
- Yakında sana birkaç güzel haber vereceğim.
Bu Tom için harika bir haber.
haberiniz var mı bilmiyorum ama!
Biz onun ani ölüm haberine büyük ölçüde şaşırdık.
Haberi bilseydim, sana söylerdim.
Trafik kazası haberine üzüldüm.
Haberi duyduktan hemen sonra ağlamaya başladı.
Onunla tanışıncaya kadar, o, bilgiyi bilmiyordu.
Haberi duyduğumda çok rahatladım.
Tom Mary'nin haberine şaşırmış görünmüyordu.
İyi haber kanser olmadığınızdır.
Haberi duyduğunda, o mutlu değildi.
Bence bu çok kötü bir haber.
İyi haber nedir?
Haber Yunanistan'da büyük bir deprem olduğunu söylüyor.
Haberleri duymasıyla sandalyesinden zıpladı.
O haberi duysaydı, şok olabilirdi.
Ben haberi duyduğumda neredeyse kulaklarıma inanamadım.
Bayan White ona haberi söylediğimde gözyaşlarına boğuldu.
Tom Mary'ye üzücü haberi söylemek istemiyordu.
Hiç iyi haberin var mı?
Son duyduğumda, Tom Kanada'da balık tutuyordu.
Bu üzücü ve yıkıcı haberi öğrendikten sonra hala şoktayım.
Fadıl'ın haberi hastane personelini harap etti.
Okulun yakıldığına dair haberler şehirde hemen yayıldı.
Oğlunun ölüm haberini duyduğu an o, gözyaşlarına boğuldu.
Tom'un sana bir mesajı var.
Gideyim ve Tom'a iyi haberi söyleyeyim.