Translation of "Liguei" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Liguei" in a sentence and their turkish translations:

- Eu liguei para ele.
- Liguei para ele.

Ona telefon ettim.

Liguei para você.

Seni aradım.

Liguei o carro.

Arabayı çalıştırdım.

Liguei a televisão.

Televizyonu açtım.

- Eu liguei para o Tom.
- Liguei para o Tom.

Tom'u aradım.

- Acendi a lâmpada.
- Eu liguei uma lâmpada.
- Liguei uma lâmpada.

Bir lamba yaktım.

Eu liguei o rádio.

Radyoyu açtım.

Eu liguei para ele.

- Ben onu aradım.
- Ona telefon ettim.

Eu liguei para o hospital.

Hastaneyi aradım.

liguei para dizer oi.

Sadece merhaba demek için arıyorum.

Liguei para ela do hospital.

Onu hastaneden aradım.

Eu liguei para um amigo.

Ben bir arkadaşımı aradım.

- Tom tinha saído quando eu liguei.
- O Tom tinha saído quando eu liguei.

Ben aradığımda Tom dışarıdaydı.

Liguei na casa de Tony ontem.

Dün Tony'nin evine uğradım.

Eu liguei para o meu advogado.

Avukatımı aradım.

Ontem liguei três vezes para Tom.

Dün üç kez Tom'u aradım.

- Você pode dizer ao Tom que eu liguei?
- Você pode avisar o Tom que eu liguei?

- Tom'a aradığımı söyler misin?
- Tom'a aradığımı söyler misiniz?
- Tom'a aradığımı söyleyebilir misin?
- Tom'a aradığımı söyleyebilir misiniz?

Fiquei com frio, então liguei o aquecedor.

Üşüdüm, bu yüzden ısıtıcıyı açtım.

Fazia calor, então eu liguei o ventilador.

Hava sıcaktı, bu yüzden fanı açtım.

Liguei dizendo que estava doente esta manhã.

Bu sabah hastalık yüzünden iş yerine gidemeyeceğimi belirttim.

Eu liguei para o Tom da delegacia.

Tom'u polis karakolundan aradım.

Liguei o rádio e desliguei a televisão.

Radyoyu açtım, televizyonu kapattım.

- Liguei para o escritório dela, mas ninguém atendeu.
- Eu liguei para o escritório dela, mas ninguém atendeu.

Onun ofisini aradım fakat kimse cevap vermedi.

Chegando à estação, liguei para um amigo meu.

İstasyona vardığımda, arkadaşlarımdan birini aradım.

Eu liguei o rádio para escutar as notícias.

Haber dinlemek için radyoyu açtım.

- Eu já liguei para a polícia.
- Já chamei a polícia.

Ben zaten polis çağırdım.

- Eu também não fiz uma ligação.
- Eu também não liguei.

Telefon görüşmesi de yapmadım.

Eu liguei para ele, mas uma garota atendeu o telefone.

Onu aradım ama bir kız telefona cevap verdi.

- Liguei para Tom esta tarde.
- Hoje à tarde, telefonei para Tom.

Bu öğleden sonra Tom'u aradım.

- Eu te chamei faz três horas.
- Eu te liguei faz três horas.

Üç saat önce seni aradım.

Eu não sabia o que dizer, mas liguei para ela assim mesmo.

Ne söyleyeceğimi bilmiyordum ama yine de onu aradım.

Eu liguei para o Tom e falei-lhe sobre o meu problema.

Tom'u aradım ve ona sorunumu anlattım.

- Sinto muito, disquei o número errado.
- Sinto muito, liguei para o número errado.

Üzgünüm, yanlış numara çevirdim.

Eu te liguei três ou quatro vezes, mas você nunca atendeu o telefone.

Seni üç ya da dört kez aradım ama sen asla telefona cevap vermedin.

Tom estava apenas sentado no escuro quando entrei no quarto e liguei as luzes.

Ben odaya girdiğimde ve ışıkları açtığımda Tom karanlıkta oturuyordu.

- Eu liguei para a minha mãe para me despedir.
- Eu telefonei para a minha mãe para se despedir.

- Elveda demek için annemi aradım.
- Hoşçakal demek için anneme telefon ettim.

- Eu liguei para sua casa, mas descobri que ele havia saído.
- Eu telefonei para sua casa, mas descobri que ele havia saído.

Evini aradım ama dışarıda olduğunu öğrendim.