Examples of using "Falso" in a sentence and their turkish translations:
- Yanlış.
- Düzmece.
- Sahte.
- Yanlış.
- Hatalı.
O tamamen yanlış.
Sahte değil.
Bu tamamen sahte.
Bu açıkça sahte.
Bu elmas sahte.
Muhtemelen yanlış bir alarm.
Bu sadece başka yanlış bir alarm.
sıra geldi sahte kabadayıya
Açıkça, söylenti doğru değildir.
O sahte bir kimlik kartı kullanıyordu.
O bir sahte kimlik kullandı.
Tom bir sahte Rolex takıyor.
Tom sahte bir kimliği var.
Bu belli ki taklit.
Söylediği her şey doğru değildir.
Endişe etme. Muhtemelen yanlış bir alarm.
Tek yanlış harekette sırtlanlara yem olur.
- Tom bir basamağı ıskalayıp merdivenlerden aşağı düştü.
- Tom adımını boşa atıp merdivenlerden aşağı yuvarlandı.
Kanatlı deniz atı broşu sahtesiyle değiştirilip kaçırıldı
insanların paraya nasıl taptığı paranın sana nasıl bir sahte çevre oluşturduğu
Sanırım Tom aldığı tablonun sahte olduğunu öğrendiğinde oldukça kızacak.