Examples of using "Estátua" in a sentence and their turkish translations:
O heykeli seviyorum.
Heykel hasar gördü.
Bu heykel çirkin.
Heykelin kafası eksik.
Heykelin kafası yok.
Bu bir Jüpiter heykeli.
Bu bir Minerva heykeli.
Bu bir Merkür heykeli.
Bu bir Venüs heykeli.
Bu bir Neptün heykeli.
Onlar mermerden bir heykel yontuyorlar.
Kahramanın bronz bir heykelini diktiler.
Özgürlük Anıtı'nı görmek istiyorum.
Gelecek nesiller senin heykeline hayran kalacaklar.
Onlar Gandhi'nin anısına bir heykel diktiler.
Özgürlük Anıtını hiç ziyaret ettiniz mi?
Bu heykeli çok dikkatli taşımalıyız.
O bir Yunan heykelinin güzelliğine sahiptir.
Özgürlük Heykeli Amerika'nın sembolüdür.
Özgürlük anıtı Amerika'nın sembolüdür.
Özgürlük Anıtı New York'ta bulunmaktadır.
Parthenon'un içinde dev bir Athena heykeli vardı.
Bronz heykel uzaktan oldukça güzel görünüyor.
Özgürlük Anıtı altından yapılsaydı ne olurdu?
"Bu heykel için 50 bin veririm." "Kim daha fazla verir?"
Heykel bir blok kiraz ağacından oyuldu.
Mezarlıkta, kendi kuyruğunu ısıran bir yılan heykeli var.
Parktaki heykel yeni. Geçen yıl orada değildi.