Examples of using "Ajudam" in a sentence and their turkish translations:
Onlar yardım etmezler.
Onlar birbirlerine yardımcı olurlar.
Teşvikler her zaman yardımcı olur.
Onlar birbirlerine yardım ettiler.
Rehber köpekler görme özürlü insanlara yardım ederler.
Çocuklar çiftlikte yardım ederler.
Spor kaslarımızı geliştirmemize yardımcı olur.
Çay ve kahve, güne başlamaya yardımcı olur.
Tom'a yardım ediyor musun?
Neden hiç yardım etmiyorsun?
Dünya'nın biyoçeşitliliği en zengin çölü bu katkı sayesinde burasıdır.
Öpüşme sırasında bulaşan bakteriler, bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı olur.
Öğretmenler, kendileri olmadan çözmeyeceğimiz problemleri çözmemize yardımcı olurlar.
Kollarımı denge için kullanıyorum. Ayaklarımı da halata dolayıp kendimi yukarı itiyorum.