Examples of using "Zarówno" in a sentence and their turkish translations:
hem bireysel olarak hem de toplum olarak,
sonuçta bunların da kompakt olması lazım, katlanabilir ve hafif.
Hayvanlar için de insanlar için de,
Anne ve çocuk her ikisi de iyi yapıyor.
Su ve yağ her ikisi sıvıdır.
Hem Lidia'yı hem de Felicja'yı seviyorum.
Hem kedileri hem de köpekleri severim.
yepyeni ve teknoloji bakımından yenilenmiş yeşil binalar;
hem değer, hem de hacim açısından --
Bu da hem harekete geçmemiz için
kağıt haritalarına olan ihtiyacı ortadan kaldırdı.
bu sayede de dengeli bir dönüş ekseni eğikliğinin yanı sıra,
Anne de bebek de çok iyiydi.
Dalkavukluk hem alıcıyı hem de vericiyi bozar.
Tom Fransızcayı hem konuşabilir hem de yazabilir.
O Rusça'yı konuşabilir ve yazabilir.
Bu kitap hem ilginç hem de öğretici.
Şu anda hem Tom hem de Bill tenis oynuyorlar.
Hem Kanada hem de Meksika Amerika Birleşik Devletleriyle sınır komşusudur.
Bizim toplumumuzda, hem onurlu insanlar hem de dolandırıcılar vardır.
Bu programın hem indirme hem de yükleme olanakları vardır.
İnsanlar bilgisayarı hem oyunlar, hem de iş için kullanırlar.
ki hem yerleştirmesi zor, hem de koruması pahalı.
Hem feni hem matematiği severim.
Onun kökeninden dolayı, Kanada İngilizcesi hem Amerikan hem de İngiliz İngilizcesi ile ilgili özelliklere sahiptir.
Müzisyen hem Japonya hem de Amerika Birleşik Devletleri'nde büyük ilgi görüyor.
- Hem Magdalena, hem de Ania; Polonyalıdır.
- Hem Magdalena hem de Ania Polonyalıdır.
Hem Piotr, hem de Lech; Polonyalıdır.