Examples of using "Zagrożenie" in a sentence and their turkish translations:
...tehlike doğurur.
Tehlike önümüzde.
tehlikeli tehditler olmaya devam ediyorlar.
Ama tehlike de doğurur.
Fakat sürü, tehlike kokusu alıyor.
Tehlikeli bölge geride kaldı.
Bir uyarı. Civarda tehlike var.
Yangın tehlikesine karşı korunun.
Herhangi bir radyasyon tehlikesi var mı?
Bir iç savaş tehlikesi vardı.
Köşeye sıkışmış bir hayvandan daha tehlikeli bir şey yoktur!
O yüzden tehlikenin geldiğini görmeleri zordur.
Teröristler gerçekten ne tür bir tehdit oluşturuyor?
Tek tehdit vampirler de değildir. Burada denizaslanları da yaşar.
Dokunacak mesafeye geliyorlar ki... ...bir kez daha tehlike ortaya çıkıyor.
Deneyimlerime dayanarak, daha büyük akreplerin daha az zehirli olduğunu söyleyebilirim.
Vahşi yaşam biyoloğu Dr. Wong Siew Te'ye göre en tehlikeli gergedan, kendini tehdit altında hisseden gergedandır.
Fakat uzmanlara göre, onlar covid-19 hastalarına çoğunlukla çok yakın
Haftada bir ya da iki porsiyon balık yemenin kalp hastalığına yakalanma olasılığınızı azaltacağını duydum.