Examples of using "Płaszcz" in a sentence and their turkish translations:
Ceketini giy.
Ceketini çıkart.
Ceketini al.
Bu ceketi alacağım.
Ceketini giymelisin.
O güzel bir ceket.
Ceketimi çıkarabilir miyim?
O, ceketini giydi ve dışarı çıktı.
Gidip paltonu alacağım.
- Lütfen ceketinizi koyunuz.
- Lütfen ceketini çıkar.
Bu ceket sana uyar.
Bu ceket kürkle astarlanmıştır.
Lütfen paltonuzu asın.
Bu kimin ceketi.
Üstüne paltonu giy. Giymezsen üşütürsün.
Tom yağmurluğunu çıkardı.
Yeni bir kışlık palto almalıyım.
Paltomu ters giydim.
Ceketini bana ver. Onu asacağım.
Tom paltosunu giyip çıktı.
Ne harika bir ceket giyiyorsun!
- Paltosunu çıkardı ve onu tekrar giydi.
- Paltosunu çıkarıp tekrar giydi.
Dışarı çıkmadan ceketini giy yoksa üşütürsün.
Bu ceket bana çok kısadır.
Bu ceket güzel ama çok pahalı.
Ceketini giymene yardımcı olmama izin ver.
Tom ceketini aldı ve ayrılmak için hazırlandı.
- Ceketini giyerken çantanı tutacağım.
- Paltonuzu giyerken çantanızı tutacağım.
O palto çok paraya mal olmuş olabilir ama değer.
Tom paltosunu çıkardı ve onu yere attı.
Onun istediğini söylediği ceket son derece pahalıydı.
Ceketini çıkar ve kendini evinde gibi hisset.
Tom paltosunu çıkardı çünkü onu giymek için çok sıcaktı.