Examples of using "Wyobrazić" in a sentence and their turkish translations:
Eğer hayal etmesi mümkünse.
Nasıl hissettiğini hayal edebiliyorum.
- Neler atlattığını hayal bile edemiyorum.
- Neler yaşadığını hayal bile edemiyorum.
Başka bir şey yapmayı hayal bile edemiyorum.
O bir bıyıkla kendini hayal bile edemezdi.
Onun piyano çalışını hayal edemiyorum.
Elektriksiz hayatımızın nasıl olacağını düşünebiliyor musun?
Ben onsuz bir hayat düşünemiyorum.
Nasıl yorgun olduğumu hayal edemezsin.
Tom'un şimdi ne hissettiğini hayal bile edemiyorum.
Televizyonsuz hayatın nasıl olabileceğini hayal edebiliyor musunuz?
Müzik olmadan hayatımın nasıl olacağını hayal bile edemiyorum.
Bir bıçağın yararlı olabileceği bazı durumları düşünebiliyorum.
Ailem olmadan hayatımın nasıl olacağını hayal edemiyorum.
Mary'nin onu gerçekten söyleyeceğini hayal edemedi.
Onun bu ilişkiden bir şeyler kazandığını düşünmek ilk başta çok zordu.
O filmi iki kez görmek isteyen birini hayal bile edemiyorum.
Birçok insanın bu kitabı birden çok kez okumak isteyeceğini düşünemiyorum.
Sensiz bir hayatı asla hayal edemedim.