Examples of using "Duże" in a sentence and their turkish translations:
İyi aşama kaydettik
Bu büyük.
Yedi ve dokuz saatlik bu referans noktasını kullanarak,
Burada büyük bir bölgeye SOS yazacağız!
Onlar çok büyük elmalar.
- O çok büyük.
- Bu çok büyük.
Ne kadar büyük?
O çok büyük.
Hangi hayvan büyük?
Onun geniş göğüsleri vardır.
Bu elmalar büyük.
Onlar çok büyük.
Bu köpekler büyük.
Şu evler büyük.
Tom'un büyük mavi gözleri var.
Büyük pencere bahçeye bakıyor.
Bu pantolonlar çok büyük.
Tarım büyük miktarda su tüketir.
New York büyük bir şehir.
Vay canına, bu çok büyük.
Dairem çok büyük.
Hangi hayvan büyük?
Şefkat ve duygu yoğunluğu ve bir acele vardır.
Hâlihazırda bir başarıya imza attım.
Bu ay çok yağış aldık.
Onun seçileceğine dair iyi bir olasılık var.
Büyük, zaman alan görevleri parçalara ayırıyorum.
Bence tüm çabalara, koruma çabalarına rağmen yüksek olasılıkla
Kolugoların kocaman gözleri vardır. Sürekli tehlike kollarlar.
- Kyoto Osaka kadar büyük değildir.
- Kyoto, Osaka kadar büyük değildir.
Ulusumuz beyzbola çok düşkündür.
Köpekler trafik için ciddi bir tehlikedir.
Keşfedin, beceri kazanın büyük acil problemleri çözün.
Fakat güneşin fazlası da öldürebilir.
Onlar çok büyük.
- İçinde yaşadığım daire çok büyük değil.
- İçinde yaşadığım daire çok geniş değil.
Merkatör haritasında aynı büyüklükte görünüyorlar.
Beceremediklerinde de fark edilecek kadar büyükler.
Trafik çok yoğundu. Arabalar tampon tampona dizilmişti.
- Tom dedikoducudur.
- Tom boşboğazdır.
Bu filmin çok para kazanacağı pek muhtemel değil.