Examples of using "Młoda" in a sentence and their turkish translations:
Ben gencim.
Gece genç.
O gençtir.
Mary gençti.
O genç ve sağlıklı.
O genç ve enerjik.
O genç ve masumdu.
Ama gece daha yeni başlıyor.
Şu genç bayan bir hemşiredir.
"O genç mi?" "Evet, genç."
İşte gelin geliyor!
Ben bir genç kızın yardım çağrısı yaptığını duydum.
- Dün genç bir kadın bana geldi.
- Genç bir kadın dün bana geldi.
Tom'un yeni kız arkadaşı çok genç.
Annen çok genç, değil mi?
O, gençken güzel olmalı.
O, göründüğü kadar genç değil.
O zaman çok gençtin.
O gençken Valentina paraşütle atlamayla ilgilenmeye başladı.
Onlar, Mary'nin gençken harika bir şarkıcı olduğunu söylüyorlar.
Ona onun tarafından hâlâ gençken yurt dışına gitmesi tavsiye edildi.
O genç ama çok akıllıdır.
Evlenmek için çok gençsin, değil mi?
Bu pozisyon için biraz genç değil misin?