Examples of using "Oko" in a sentence and their turkish translations:
Göze göz, dişe diş.
- O görmezden geldi.
- O, göz yumdu.
- Görmezlikten geldi.
- Görmezden geldi.
Bir gözümü kapadım.
peki onlardan biriyle göz göze gelecek olursanız ne olacak?
- Gözüm üzerinde.
- Gözüm üstünde.
İki gözü de mesafeyi ayrı ayrı ölçümlüyor.
Top onun gözüne çarptı.
- Onun bir gözü görmüyor.
- Onun bir gözü kör.
- Onun sağ gözü kördür.
- Sağ gözü kördür.
Tom'un modern sanatta gözü var.
Tom'un bir gözü kör.
Benim için Tom'a göz kulak olmanı istiyorum.