Examples of using "Dać" in a sentence and their turkish translations:
Tom'a biraz zaman vermelisin.
- Garsona bahşiş vermeyi unutmayın.
- Garsona bahşiş vermeyi unutma.
Lütfen bana bir bilet al.
O, bir konuşma yapmaya korkuyordu.
Lütfen bana bildirin.
Tom'a ne vermek istiyorsun?
Ona bir ders öğretmen gerekiyor.
Tom'a bir şans vermeliyim.
- Bunu ona vermeliyim.
- Ben bunu ona vermeliyim.
Bize biraz zaman ver ver, lütfen.
Bana bir kağıt mendil verebilir misin?
Bunu ona verebilir misin?
Tom'a bir zam vermeliyiz.
Tom'a bir şans vermemiz gerek.
İsmini göz alıcı bir saldırganlık gösterisinden alıyor.
Biz elimizden geleni yapmalıyız.
- Lütfen bana bir bardak su ver.
- Bana bir bardak su ver, lütfen.
Emi'ye yeni bir CD vereceğim.
Sana hiçbir şey veremem.
- Bana bir örnek verebilir misin?
- Bir örnek verebilir misiniz?
Onu onlara veremezsin.
Onu ona veremezsin.
Bunu ona veremezsin.
Onu onlara veremem.
Onlara biraz yer vermelisin.
Ona biraz yer vermelisin.
Onlara biraz zaman vermeliyiz.
Bana biraz para verebilir misin?
Bana bir misal verebilir misiniz?
Sana verecek bir şeyim yok.
Tek yapmanız gereken elinizden geleni yapmaktır.
Sana sadece on dakika verebilirim.
Bisikletimi tamir ettirmeliyim.
Polislerin beni yakalamasına izin veremem.
Sana verecek bir şeyim yok.
Bunu sana daha kısa sürede vermeliydim.
Çayına şeker koymayı unuttum.
Biri ona bir içki alabilir mi?
- Ona doğum günü için bir hediye vermek istiyorum.
- Doğum günü için ona bir hediye vermek istiyorum.
Size hiçbir garanti veremem.
Helikoptere işaret vermek için iki seçeneğimiz var.
Bunu size minnettarlığımızın göstergesi olarak vermek isteriz.
Geç kalacağımızı Tom'a bildirmek istiyorum.
ileride gerçekten neyde iyi olabileceğiniz hakkında size ipucu verebilir,
Er ya da geç Mary'ye bildirmelisiniz.
Bunu tekrar denemek istiyorsanız "Bölümü Tekrar Oynat"ı seçin.
Lütfen bana onun ne zaman döneceğini söyle.
Bana bu otelin adresini yazan bir kart verebilir misiniz?
O tarafa gidebiliriz. Ağaçların altında korunaklı kalmayı deneyebiliriz.
Muhtemelen ne olduğunu Tom'a bildirmeliyiz.
Tom'un Mary'ye istediğini vermekten başka seçeneği yoktu.
Ekip, bana hızlı yol katedebileceğim bir şey getirebilir misiniz?
Sana raporun bir kopyasını verebilirim ama onun doğruluğunu garanti edemem.
Size verebileceğim tek tavsiye benim yaptığımı yapmanız:
Sana bir şey vermek istiyordum ama ne istediğinden emin değildim.
Aşıları almak için benimle buluşacak olan kabile üyesini arıyoruz.
Keşke çok para ödemeden arabamı nasıl boyatacağımı bulabilsem.
Tupamaro Ulusal Kurtuluş Hareketi romantik bir kent gerillasıydı, zenginden alıp yoksula verirdi,
Seni mutlu edebilirim.