Examples of using "잘못된" in a sentence and their turkish translations:
Yanlış yaptığınız her şeyi ve hayatınızda yanlış olan her şeyi
İşte bu noktada, kötü veriler ediniyoruz.
ırkçılık yanlış, ırkçılar kötü insanlar.
bende bir terslik olduğunu düşündüm.
Sıkça yanlış şeylere takılır.
Belirli bilişsel zayıflıklar
Kendime “ne yaptım ben? Nerede yanlış yaptım?” diyordum.
Bugün sizleri, önce bu hatalı varsayımların birkaçına götüreceğim
Yanlış olduğu çok açıkken neden halâ bizimle?
İşim, özetle, yanlış şeyleri dışarıda bırakmanızı sağlamak.
sahip olmadıkları için erkekleri dışlamamak anlamına da geliyor.