Translation of "이러한" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "이러한" in a sentence and their turkish translations:

이러한 초기의 연맹들은

Bu erken bağlantılar,

이러한 발전의 중심에는

Bu gelişmenin arkasındaki ana fikir

이러한 연합된 공간들

bu bağlantı noktalarında

욕구충족적으로 구성된 이러한 도구들은

Bu araçların tasarımı, istenilen kullanım biçimi,

알다시피, 이러한 새 기술력은-

Biliyorsunuz ki tüm bu yeni teknolojiler..

하지만 이러한 물질 없이는

Ama o olmaksızın,

이러한 효과는 즉시적일 뿐만 아니라

Yani, çok hızlı bir şekilde etki göstermesinin yanında

이러한 깨우침 속에서, 브랜드화 규율은

Ardından, markalaşma disiplini

이러한 것들은 이미 가능한 상황입니다.

Bu şimdiden mümkün.

이러한 그림들은 점차 붉은색으로 칠해졌습니다.

Zamanla bu resimler kırmızıya boyanmaya başladı,

이러한 개념화는 대단한 이점을 가져왔습니다.

Bu kavramsallaştırmanın harika faydaları var.

또한 이러한 대화를 의도적으로 피한다면

Aynı zamanda, bu konuşmaları kasıtlı göz ardı etme

이러한 사례는 저에게 경각심을 불러일으킵니다.

Bu durumda benim için alarm çanları çaldı,

첫째는 이러한 좁은 개념의 직업들이

İlki, bu dar tanımlanmış işler robotlar tarafından

저는 이러한 질문을 스스로에게 던지고

kendime bu soruları sormaya karar verdim ve

제한하는 것도 이러한 이유 때문입니다.

...N95 ve düzenli cerrahi maskeleri kullanmamanızı" söylüyor.

그렇다면 이러한 실수는 가치 창조의 일부일까요?

Peki, başarısızlıklar değer yaratmanın bir parçası mıdır?

심장과 사랑의 이러한 연관성은 현대에까지 이어졌습니다.

Kalp ve aşk arasındaki bu bağ modern zamanda da ayakta kaldı.

이러한 것들이 남긴 문제들을 마주해야 했습니다.

geride kalanların zorluklarıyla da karşılaştık.

"또 왜 이러한 말들이 상처를 주는지,

Ve böyle yorumların neden incitici olduğunu anlamak için,

우리는 이러한 것을 20세기 파시스트들에게서 보았습니다:

Bu senaryoyu 20. yüzyılın faşizminde yaşamıştık:

저는 이러한 도전 때문에 해양학에 끌렸습니다.

Yalnızca bu tür bir iddiayla kendimi okyanus biliminin içinde buldum.

이러한 정치적인 불안속에서도 한국의 경제 모델은

devirerek. Bu arada, siyasi istikrarsızlığa rağmen, Güney Kore'nin

이러한 상징들은 같은 뜻을 가진 사람들을 연결했고

Bu semboller, benzer düşünen insanları birbirine bağladı

이러한 책임은 점차적으로 시급한 문제로 대두되고 있습니다.

Bu tür bir hesap izlenebilirlik giderek daha acil hale gelecektir.

그래서 이들은 이러한 사태를 '금융 문제'라고 불렀습니다.

ve buna "bankacılık problemi" adını verdiler.

이러한 생각은 이전 휴가의 기억을 떠오르게 합니다.

ve ayrıca eski bir tatile ait anı ve düşünceleri anımsatmaktadır,

그래서 온라인 상의 이러한 아주 못된 사람들이

Bu internetteki iğrenç, rezalet insanlar

제 말은, 이러한 정치적 운동이 장차 언젠가는

Yani bu gibi siyasi partilerin savundukları fikirler, eninde sonunda

이러한 선택으로 위험한 부작용 두 개가 생겨났죠.

Bu seçimler aslında bizi iki tehlikeli yan etkiyle bıraktı.

이러한 재교육 수용소들이 존재한다는 것을 부정하고 있었습니다

gerçekten, Çin'in artık onu inkar edemeyeceği konusunda

트럼프는 이러한 약속에 대해 모순된 점을 지적했습니다

Trump bu iştirakler hakkında çelişkili söylemlerde bulundu.

그리고 이러한 것들은 집중력을 영구히 저하시킬 수 있습니다.

bu senin konsantrasyon kapasiteni kalıcı olarak azaltabilir.

이러한 문제를 먼저 알려주는 위험신호는 대학 캠퍼스들 입니다.

Bu sorunun erken uyarıcısı (maden kanaryası) kolej kampüsleri.

‎암컷 우두머리는 이러한 저주파로 ‎도시 건너편의 무리와 소통합니다

...dişi lider, tüm kasabaya yayılmış sürüyle iletişim kurabilir.

이러한 가능성들을 시험해 볼 수 있도록 해준다는 것입니다.

bu olasılıkları test etmemize olanak sağlıyorlar

이러한 예술 행위(form)를 향한 제 열정에 대해서요.

konuşmaktan dolayı çok mutluyum.

그리고 이러한 기능들은 부분적으로 그들이 취하는 경로에 의해 정의됩니다.

Bu işlevler de kısmen, geçtikleri nöral yollarla ilgili.

우리 목표는 사람들을 이러한 프로그램의 대해 교육시키는 것도 있지만,

Amacımız hem insanları bu program hakkında eğitmek

그래서 오늘 저는 여러분과 함께 이러한 잘못된 가정들을 돌아보고

Bugün sizleri, önce bu hatalı varsayımların birkaçına götüreceğim

이러한 점이 명태가 북쪽으로 이동하고 더 차가운 곳으로 퍼지는

Bu mezgitleri kuzeye gitmeye ve daha soğuk bölgeleri aramak için

여러분인 이러한 힌두교 신앙을 받아들일 수도, 아닐 수도 있습니다.

Bu Hindu inançlarını kabul edersiniz ya da etmezsiniz

마리아 발레프스카는 이러한 목적을 이루기 위해 나폴레옹의 정부가 되었다.

Bu sebepten ötürü Marie Walewska Napolyon'un metresi oldu.

우리는 하늘을 관찰함으로서 이러한 예측을 확인해 볼 수 있습니다.

Bu tahminleri gökyüzü gözlemleriyle test edebiliyoruz.

이러한 큰 주제들에 대해 접근하는 것을 편안하게 느낄 것이기 때문입니다.

bağdaştırmakta rahatlık duyuyorlar.

중국은 다른 접근법을 취하여 이러한 시설들이 존재한다는 것을 인정하기 시작했지만

Çin farklı bir yaklaşım benimsemiş ve bu olanakların var olduğunu kabul etmeye başlamış,

이러한 교환(소셜미디어에 관심을 뺏기는 것)이 가치가 있다고 말하기 전에요.

sana hangi önemli faydayı sağlayacağını bil.

물론 이러한 실험들이 좀 더 큰 규모에서 같은 결과를 계속 입증해야겠지만

Bu çalışmaların daha büyük çapta tekrarlamaya ihtiyacı var

하지만 이러한 사실, 즉 테러와 모조품이 연관되어 있다는 증거가 있음에도 불구하고,

Ama buna rağmen, terörizm ve sahteciliğin ilişkisini gösteren bu kanıtlara rağmen,

그리고 이러한 양보는 너무 적었을 뿐더러, 이미 때가 너무 늦은 상황이었다.

Ama bu tavizler çok azdı çok geç.

그러나 이러한 요건을 충족하는 손세정제보다도 CDC는 가능하다면 비누를 쓰는 것을 권장합니다.

Ancak %60 alkolle bile CDC, eğer imkan varsa sabun kullanmanızı öneriyor

정상적 상황에서 이러한 연결은 기업이 직원에게 급여 지급을 할 수 있게 합니다.

Normal zamanlarda bu bağlantılar, işletmelerin çalışanlarına ödeme yapmasına olanak tanıyan şey.