Examples of using "우주는" in a sentence and their turkish translations:
Sessiz bir evren
Yazmayı planladığın şiiri
bildiğimiz gibi evren büyük bir patlama ile başladı
Uzay aynı zamanda eğitim araştırma, astronomi
Evren sıcak, yoğun ve hatırı sayılır derecede pürüzsüzdü
Gördüğünüz üzere, başlangıçta evren oldukça düzgündü
Evrenin her zaman önümde olacağını söylerken ne demeye çalıştın?”