Translation of "않을" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "않을" in a sentence and their turkish translations:

녹지 않을 겁니다.

erimeyecektir,

우리는 멈추지 않을 것입니다.

Uzayın insanlığın faydası için

아무도 당신을 믿지 않을 것입니다.

kimse sana inanmaz.

여러분의 생각은 변하지 않을 겁니다.

o zaman bakış açınız değişmez --

‎다른 사향고양이들은 ‎오지 않을 겁니다

Bu, başka misk kedilerini uzak tutabilir...

천장은 그럭저럭 새지 않을 거고요.

tavanınız akmıyor,

그 정도로는 충분하지 않을 겁니다.

Bu yeterli olmayacak.

하지만 어쨌든 별로 신경쓰지는 않을 겁니다.

ama iki durumda da umursamazsınız.

하지만 오래 있게 하지 않을 거예요.

Burada uzun süre kalmayacaklar

기회는 제 앞에 오지 않을 거라고요.

karşıma fırsatlar çıkmaz

생각하지 않을 때와 반대로 행동하게 되며

düşünmeden hareket etmek yerine,

그러니 이 여정은 쉽지 않을 겁니다

Bu yolculuk kolay olmayacak.

다시 올라가기가... 쉽지 않을 것 같네요

Geri tırmanmanın, o kadar da kolay olacağını sanmıyorum.

그게 오래가지 않을 것을 알았다는 거예요.

ve bunun geçici olacağını biliyorduk.

사람들은 그 기사를 읽지 않을 겁니다.

ama bunu hiçbir yerde okuyamazsınız.

평생 노예가 되지 않을 수 있는 권리,

sevdiklerinin ellerinden alınıp satılmamasını

"즐겁게"라는 말이 어울리지 않을 수도 있는데

"Keyif" aldım derken, ki orası için tuhaf bir kelime,

아무것도 잃지 않을 거라는 이유나 확신 없이요.

ve sevmeyi öğreniyorum.

지나가는 사람에게 여러분의 수술을 맡기진 않을 거예요.

Ameliyatınız için hiçbir zaman sokaktaki adama güvenmezsiniz.

다른 사람도 하지 않을 가능성이 높다는 것입니다.

muhtemelen başka kimse onun peşine düşmez.

여러분도 느끼셨겠지만, 이 과정은 쉽지 않을 것입니다.

Tahmin edebileceğiniz gibi bunların hiçbiri kolay değil.

그들이 대신 스타샷 프로젝트를 수행하지는 않을 겁니다.

Breakthrough Starshot'ın uygulanmasına devam etmezler.

그리고 그 여정을 혼자서 하지는 않을 겁니다.

Bu yolculuğa tek başıma çıkmamam gerekiyor.

‎그래도 집에 가다 ‎길을 잃지는 않을 겁니다

Hiç değilse evin yolunu bulabilecek.

‎그러나 영역 싸움은 ‎영원히 끝나지 않을 것입니다

Fakat yer kavgası asla son bulmayacak.

하지만 황제는 싸움 없이 무너지진 않을 상대였다.

Fakat İmparator savaşsız pes etmeyecekti.

무조건 아무에게나 선물을 사주지 않을 거에요. 알겠어요?

birine otomatikman hediye alacağım demek değil, tamam mı?

그래야 더 많은 난민들이 국경을 넘어오지 않을 것이라고요.

sınırımıza gelmesini engelleyeceğine inandırmaya çalışıyor.

보세요, 여긴 점점 가팔라지니 저라면 내려가지 않을 겁니다

Bakın, burası dikleşiyor. O taraftan aşağı inmezdim.

‎이처럼 좋은 기회는 ‎몇 주간 오지 않을 겁니다

Şartlar, av için haftalarca bu kadar iyi olmayacak.

심지어 질문이 제대로 듣지 않을 때도 효과는 있더라구요.

Bu soru işe yaramadığında bile işe yarıyor.

우린 우리가 절대 잊지 않을 어떤 일을 하고 싶었습니다.

Bir şeyler yapmak istedik, hiç unutmadığımız bir şeyler,

삶이 끝나는 날 이 세상에서 외롭지 않을 방법을 찾고

günün sonunda bu dünyada yalnız hissetmemenin bir yolunu bulmak

옷을 벗더라도 정신 놓지 않을 만한 옷을 하나 벗어야겠습니다

Kaybetmeyi göze alabileceğim bir giysi parçası almalıyım.

사람들이 항상 제게 물어볼 때마다 다시는 돌아가지 않을 것이라고나

Her zaman, önceye dönmeyi hiç istemediğimi

아마도 여러분은 컴퓨터 과학자를 가장 먼저 떠올리지는 않을 겁니다.

bilgisayar bilimcileri muhtemelen aklınıza gelen ilk kişiler olmaz.

그것이 단기적으로 도움이 되더라도 장기적으로는 충분하지 않을 수 있습니다.

Fakat bunun kısa vadede yardımı dokunsa bile, ilerisi için yeterli olmayabilir.

아타튀르크는 독재자이기 때문에 터키는 다시 독재자를 갖지 않을 것입니다

Atatürk, bir daha başa diktatör gelmesin diye diktatördü.

이 수레와 밧줄을 이용하면 우리의 이동 방향을 벗어나지 않을 겁니다

Bu el arabasını ve güzergâhı kullanırsak doğru yolda ilerlememizi sağlayacaklardır.

동굴 안의 어떤 생물도 더는 동굴 안에 있으려 하지 않을 겁니다

ve orada yaşayan ne varsa orada kalmayı artık istemeyecektir.

‎코끼리의 울음은 저주파입니다 ‎주파수가 너무 낮아 ‎인간에겐 들리지 않을 때도 있죠

Düşük frekanslı gürlemelerle... ...ki bazısı o kadar düşüktür ki insanlar duyamaz...

아무도 들어본 적 없고 수상히 여기지 않을 이 브랜드를 이용해 그 조직은

Ve bu tamamen duyulmamış ve şüphe uyandırmayan markaların amacı,

두 번째는 언제나 계속 앞으로 나아가는 겁니다 긍정적으로 전진하는 거죠 그러고 싶지 않을 때라도요

İkincisi de, sürekli ilerlemeye devam etmek. Canınız istemese bile emin bir şekilde ileriye gitmelisiniz.