Translation of "근본적인" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "근본적인" in a sentence and their turkish translations:

여기에 근본적인 무언가가

Ve düşünmek zorundaydım,

‎근본적인 변화가 절실했죠

Köklü bir değişikliğe ihtiyacım vardı.

미국 정신의 근본적인 개념은

Amerikan zihniyeti için öylesine temel bir konsept ki

그것은 근본적인 질문을 자아냅니다.

Burada temel bir soru var.

뭔가 근본적인 이유가 있는 걸까요?

Bunu esas yapan bir şey mi var?

근본적인 갈등과 관련된 주제를 선택해서

İçinde çatışma unsuru bulunduran bir tema seçin örneğin

시몬과 저는 근본적인 문제에 직면했습니다.

Simone ve ben temel bir soruyla yüzleştik:

근본적인 증오감의 원인이 드러나는 것입니다.

aslında nefretin en temelinde yatan bir gösteri:

하지만 무엇보다 근본적인 것은 이들이 공평한 체계에서 일했다는 것입니다.

Öncelikli olarak bu insanlar bencil, hızlı ya da pratik olan yerine

가족의 사랑같이 가장 근본적인 의미를 찾는 것일 수도 있고

veya aileye olan sevginin sade anlamını bulmak