Translation of "‎오직" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "‎오직" in a sentence and their turkish translations:

오직 지구와 달만이 쌍둥이죠.

Yalnızca Dünya ve Ay ikizlerdir.

오직 범죄를 대상으로 했죠.

bu sadece suçlar için.

머릿속엔 오직 한 가지 생각밖에 없었거든요.

Aklına gelen tek bir şey vardı.

오직 2%의 벤처 기금을 모금했죠.

girişim fonunun sadece yüzde 2'sini alıyorlar.

오직 진실일 때만 사실일 수 있습니다.

Ancak doğru ise gerçek olabilir.

‎오직 어미와 새끼만이 ‎오랫동안 함께 지냅니다

Sadece analar ile yavruları yakın ve uzun süreli ilişki sürdürür.

‎오직 어둠만이 이 암컷을 ‎포식자로부터 지켜줍니다

Avcılardan ancak karanlık sayesinde korunabiliyor.

그들에겐 오직 75센트의 가치를 지닌다는 의미죠.

dürüst davranmaları için herhangi bir

제가 생각해 낼 수 있었던 말은 오직

Düşünebildiğim tek şey şuydu:

그리고 오직 증거와 함께여야만 탈진실 사회에서 벗어나

Ve ancak kanıtlar ile hakikat ötesi dünyadan

우리는 오직 우리랑 비슷하게 생각하는 사람이랑만 어울리고

Bizim gibi düşünen insanlarla vakit geçiriyoruz

‎오직 암컷만이 ‎이 돌아가지 못할 여행을 합니다

Bu tek yönlü yolculuğa sadece dişiler çıkar.

‎천 마리 중 오직 한 마리만이 ‎성체로 자라죠

Sadece binde biri yetişkinliğe erişecek.

‎캐노피 아래로 ‎오직 2%의 달빛만이 ‎숲 바닥에 다다릅니다

Ağaç örtüsünün altındaki ormanın zeminine ay ışığının sadece yüzde ikisi ulaşıyor.

‎남아메리카에 사는 ‎많은 종류의 원숭이 중 ‎오직 올빼미원숭이만이 ‎해가 진 후에 활동합니다

Güney Amerika'daki birçok maymun arasından... ...sadece gece maymunları geceleri harekete geçer.

실제 우리가 숨쉴 수 있는 아름다운 공기는 오직 5 ~ 7 마일 뿐입니다.

fakat güzel, solunabilir hava sadece 8-11 kilometre kalınlığında,

하지만 오직 한 사람 제가 거짓으로 괜찮은 척 하고 있다는 걸 알아차린 사람이 있었어요.

Ancak bir kişi benim bu acıya rağmen zafer hikâyeme inanmadı.

‎하지만 울버린의 놀라운 감각은 ‎오직 한 가지 목표에 ‎집중돼 있습니다 ‎죽은 먹이를 찾는 겁니다

Fakat inanılmaz duyuları tek bir göreve odaklıdır. Leşçillik.