Examples of using "오직" in a sentence and their turkish translations:
Yalnızca Dünya ve Ay ikizlerdir.
bu sadece suçlar için.
Aklına gelen tek bir şey vardı.
girişim fonunun sadece yüzde 2'sini alıyorlar.
Ancak doğru ise gerçek olabilir.
Sadece analar ile yavruları yakın ve uzun süreli ilişki sürdürür.
Avcılardan ancak karanlık sayesinde korunabiliyor.
dürüst davranmaları için herhangi bir
Düşünebildiğim tek şey şuydu:
Ve ancak kanıtlar ile hakikat ötesi dünyadan
Bizim gibi düşünen insanlarla vakit geçiriyoruz
Bu tek yönlü yolculuğa sadece dişiler çıkar.
Sadece binde biri yetişkinliğe erişecek.
Ağaç örtüsünün altındaki ormanın zeminine ay ışığının sadece yüzde ikisi ulaşıyor.
Güney Amerika'daki birçok maymun arasından... ...sadece gece maymunları geceleri harekete geçer.
fakat güzel, solunabilir hava sadece 8-11 kilometre kalınlığında,
Ancak bir kişi benim bu acıya rağmen zafer hikâyeme inanmadı.
Fakat inanılmaz duyuları tek bir göreve odaklıdır. Leşçillik.