Examples of using "넓은" in a sentence and their turkish translations:
Bakın, orman bizi bu büyük açıklığa getirdi.
Bakın, ileride büyük bir açıklık var.
Nefreti çok geniş bir çapta tanımlıyorum
Açık okyanustaki yaşam fırtınasına katılıyorlar.
mümkün olan en geniş çapta insanın hoşuna gidebilmeli,
Burada büyük bir bölgeye SOS yazacağız!
Ama devasa çöl arazisinde bir akrep aramak çok uzun sürebilir.