Translation of "정치적" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "정치적" in a sentence and their turkish translations:

정치적 모임에 참석하거나,

ya da siyasi bir toplantıya katılmak,

정치적, 종교적 변화가

yeni güçlü bir restorasyon hikâyesi olmadan

제게는 정치적 쇼처럼 보였죠.

Siyasi bir gösteri gördüm.

정치적 현실주의자들에겐 놀랄 일도 아니겠지만

Bu, politik gerçekçiler için çok şaşırtıcı bir durum olmasa da

정치적 지도자나 기업가가 해결한 재앙이나

Çözdüğü bir keşmekeşten veya yaptığı bir konuşmadan dolayı

정치적 의지를 더할 수 있다면

ve iyi bir siyasi azimle

또 난민 위기를 일으키는 정치적 위기까지.

ve hatta mülteci krizlerine yol açan politik krizleri...

마두로의 정치적 야망은 2015년 12월에 분명해졌습니다

Maduro'nun politik tutkusu Aralık 2015'te kendini belli etti

물론 제 정치적 적들은 저를 보고 웃었죠.

Tabii ki siyasi muhalifler bana güldüler.

그래야 우리의 정치적 선택을 가다듬을 수 있으니까요.

böylece kendi politik seçimlerimizi sadeleştirebiliriz

제 말은, 이러한 정치적 운동이 장차 언젠가는

Yani bu gibi siyasi partilerin savundukları fikirler, eninde sonunda

이 이야기 또한 정치적 스펙트럼을 가로질러 조화를 이룹니다.

Bu hikâye de politik spektrumu yansıttı.

정치적 갈등을 뛰어넘어 가능한 한 넓은 범위의 사람들에게

mümkün olan en geniş çapta insanın hoşuna gidebilmeli,

정치적 스펙트럼을 가로질러 사람들의 사고방식에 영향을 줄 것입니다.

politik spektrum boyunca insanların aklına yer edecek.

도덕적, 정치적, 개념적 문제들에 합의하는 것보다 훨씬 쉽습니다.

ahlaki, politik ve ideolojik konulardan daha kolay.

때문에 터키의 진보적인 도시 지역에서는 정치적 불안을 일으켰습니다

Bu, Türkiye'nin daha liberal(solcu) kesimlerinde huzursuzluk yarattı.

그리고 전에 없던 신기술이 등장하고 정치적, 경제적 변화가 가중될수록

beklenmeyen teknolojik, siyasi ve ekonomik değişimde

경제 위기로 군 장성들과 정치적 동맹국들에게 수익성있는 기회를 제공했으며

Yani generaller ve siyasi müttefikleri için; kriz, kazançlı bir fırsat ortaya çıkardı

그냥 우리가 어느 정치적 스펙트럼에 속해 있는지에 따라 판단되고 있어요.

siyasi yelpazede hangi noktada olduğumuzla alakalı.