Examples of using "'이란" in a sentence and their turkish translations:
Fakat ben ''insancıl teknoloji'' ifadesini duyunca
İran hükûmeti bu protestoları şiddet kullanarak bastırdı,
sonradan buna İran Yeşil Hareketi adı verildi.
Bazen İran'da olduğu gibi kendisine yakın diktatörler yerleştirdi
kendi durumunun sert gerçekleriyle yüzleşti.
İran İslam Devrimi, Suudi rejiminde büyük bir tedirginliğe neden oldu.
İran, bundan Suudi Arabistan'ı sorumlu tuttu, savaşı kızıştırdığı için.
Sadece düşüncelerine dayanarak ailemi tutuklarlar mıydı?
Ki halihazırda İran destekli Hutilerle de çatışma halindeler.