Translation of "Termine" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Termine" in a sentence and their turkish translations:

È un termine tecnico?

O teknik bir terim mi?

Si sta avvicinando il termine.

Son tarih yaklaşıyor.

"Radioattività" è un termine chimico.

Radyoaktivite, kimyasal bir terimdir.

E ha portato a termine l'attacco.

ve saldırıyı gerçekleştirdi.

Il termine non mi è familiare.

Bu kelime bana tanıdık değil.

La partita stava giungendo al termine.

Oyun sona eriyordu.

È un termine difficile da definire.

Bu, tanımlamak için zor bir terim.

Uso il termine fiducia in se stessi,

Ben öz güvenin tanımını

All'inizio dei quali il termine era dibattuto.

yani, bu terimin gerçekten tartışıldığı zamanlara.

Il crimine non paga a lungo termine.

Suçlu er geç yakayı ele verir.

Non siamo riusciti a portarlo a termine.

Biz onu başaramadık.

Deve essere per un cambiamento a lungo termine

Uzun vadeli değişim için olmalı

Non sono orfani nel senso proprio del termine.

geleneksel anlamda yetim olmasa da.

I lavori di costruzione stanno volgendo al termine.

İnşaat çalışması sona eriyor.

Tom sa come portare a termine le cose.

Tom işleri nasıl yaptıracağını biliyor.

Lui porta a termine tutto ciò che intraprende.

O tuttuğunu koparıyor.

Ma la stabilità climatica a lungo termine è strana,

Ancak uzun süreli iklim dengesi tuhaf,

Soltanto i progetti a lungo termine meritano investimenti finanziari.

Yalnızca vizyonlu projeler finansal yatırım almaya hak kazanır.

Non cominciare ciò che non puoi portare a termine.

Bitiremeyeceğin bir şeye başlama.

Quando il giorno volge al termine, l'oscurità cala sul pianeta...

Günün sonu yaklaştıkça... ...saatte 1.000 kilometreden büyük bir hızla...

Forse è il termine migliore per descrivere la mia condizione.

Belki bu benim durumumu açıklayan en iyi söz.

A lungo termine, la vendetta e la violenza non funzioneranno contro gli estremismi.

İntikam ve şiddet uzun dönemde aşırılık sorununda işe yaramaz.

Lui ha finalmente portato a termine quello che si era programmato di fare.

O sonunda yapmaya başladığı şeyi başardı.

- La nostra vacanza giungerà presto al termine.
- La nostra vacanza giungerà presto a una conclusione.

Tatilimiz yakında bitecek.

Ma anche se ciò risulta essere di aiuto a breve termine, potrebbe non esserlo nel lungo periodo.

Fakat bunun kısa vadede yardımı dokunsa bile, ilerisi için yeterli olmayabilir.

Il termine "effetto serra" è spesso usato al giorno d'oggi quando si parla dei cambiamenti climatici globali.

Bugünlerde 'sera etkisi' terimi insanlar iklimle ilgili küresel değişikler hakkında konuşurken sık sık kullanılmaktadır.

Ci stiamo assicurando che nessuno si stia approfittando del popolo americano per un proprio guadagno a breve termine.

Biz hiç kimsenin kendi kısa vadeli kazançları için Amerikan halkından yararlanmadıklarından emin olacağız.

Il termine 'tango stile milonguero' fu coniato nei primi anni '90 per descrivere il modo di ballare il tango che era prevalente nelle milonghe del centro di Buenos Aires negli anni '50.

1950'li yıllarda şehir Buenos Aires'in milangolarında yaygın olan tangoyu dans etme stilini tanımlamak için 'Milonguero stili tango' terimi 1990'ların başında uyduruldu.