Examples of using "Stretto" in a sentence and their turkish translations:
Tom'u sıkı tut.
Burası gittikçe daralıyor.
Dar bir patika boyunca yürüdük.
Burası gittikçe daralıyor.
Açı çok dar olurdu.
Patika dardı.
Tom tırabzanı tuttu.
Birlikte yemek yedik. El sıkıştık.
Benimle tokalaştı.
Tom düğümü sıktı.
Kapı bir araba için çok dar.
Kanyon yarığı burada gerçekten daralıyor.
Tom benim yakın bir akrabam.
Tom'un elini sıktım.
Tom, Mary'ye sıkıca sarıldı ve bir öpücük verdi.
Tom benim çok samimi bir arkadaşımdır.
Açıkçası dünya yuvarlak değil.
Buranın oldukça dar ve küçük olması iyi bir şey.
Kar harika bir yalıtkandır. Oldukça dar, oldukça rahat.
Kar harika bir yalıtkandır. Oldukça dar, oldukça rahat.
Kar harika bir yalıtkandır. Oldukça dar, oldukça rahat.
Endonezya'nın Lembeh Boğazı'ndan geçen gelgit suları
O, belediye başkanı ile tokalaştı.
Onunla işbirliğine gittim.
Kanyon çok dar. Ben de kanyonun kenarından halatla inip
- Tom benimle el sıkıştı.
- Tom benimle tokalaştı.
Amerika Birleşik Devletler'nin Meksika ile yakın bağları vardır.
Ben koşuya gitmeden önce ayakkabılarımı her zaman sıkı bağlarım.
Tırabzana tutunun.
Burası gittikçe daralıyor. Yılanın üstüne basmamak için dikkatli olmalıyız.
Buranın oldukça dar ve küçük olması iyi bir şey.
Onunla tokalaştım.
Onunla tokalaştım.
Cüzdanını elinde tuttu.