Examples of using "Sfortunato" in a sentence and their turkish translations:
Tom şanssızdı.
Şans Tom'un yüzüne gülmedi.
O talihsizdi.
Ben şanssızım.
O şanssız.
Tom gerçekten şanssızdı.
Tom son derece şanssızdı.
Tom şanssız.
Tom şanssız görünüyor.
O kadar şanssızım ki.
Sen şanssızsın, Tom.
Tom şanssız görünüyordu.
Tom gerçekten şanssız, değil mi?
Sence Tom hâlâ şanssız mı?
Tom hiç şanssız değildi.
Tom'un talihsiz olduğunu düşünüyorum.
Tom şanssız olduğunu söyledi.
Tom şanssız görünüyor.
Tom çok şanssız.
Tom oldukça şanssız.
Tom şanssız, değil mi?
Tom sadece şanssızdı.
Belki Tom şanssızdı.
Tom şanssızdı, değil mi?
Gerçekten çok şanssızdım.
Tom bana şanssız olduğunu söyledi.
Şanssız mısın?
Sen şanssızsın.
Ne şanssız bir çocuğum!
Tom çok şanssız, değil mi?
Bu talihsiz bir hataydı.
Tom neden bu kadar şanssız?
- Ne kadar şanssızım!
- Ben çok şanssızım!
Tom, Mary'ye şanssız olduğunu söyledi.
Ben ne kadar şanssızım!
Kumarda kazanan aşkta kaybeder.
Tom çok şanssızdı, değil mi?
Şanssız değildim.
Hâlâ şanssız mısın?
Sen şanssızsın, değil mi?
Bazı insanlar on üçün uğursuz bir sayı olduğunu söylerler.
Hiç şanssız değildim.
Tom, şanssız olduğumu biliyordu.
Niye bu kadar şanssızsın?
Şanssızdın, değil mi?
Bu üzücü.
Neden hep bu kadar şanssızsın?
Dört Japonya'da şanssız bir rakamdır.