Examples of using "Rami’" in a sentence and their turkish translations:
Dalları kırma.
Fadıl, Leyla'yı Rami'yle tanıştırdı.
Aslında yaptığım tek şey bu dalları birbirine sarmak.
Tırmanacak ağaç kalmadı.
Ağaçları sarmalaması
Ağaçtan birkaç dal kesti.
Kedi dalların arasında saklandı.
- Fadıl, Rami'nin orada yaşamasına izin verdi.
- Fadıl, Rami'nin orada oturmasına izin verdi.
Bir de ladin dallarıyla çevreleyeceğiz.
Tomurcukların uçlarını görüyor musunuz?
Bir sincap dalların arasında saklandı.
Sadece yapraklar ve dallar var.
Ne düşünüyorsunuz? Çamur mu, dal mı? Karar sizin.
Ya da dalları kullanarak kendi şeklimi değiştirmeye çalışırım.
Bir topluluk hâlinde ağaçlarda ve avcılardan uzakta yaşarlar.
ve bol bol kırık dal da var. İyi olacağız, ısınacağız.
Kokulu dışkıların bir mesajı var. "Bu dallar sahipli."
Halatı yüksekteki dalların üzerine atmayı denemeliyim.
Yapraklar hafif bir rüzgarla öyle salınıyordu ki parlak ışık huzmeleri gökyüzünden yere doğru adeta göz kırparak düşüyordu
Birkaç dal ve bir paraşüt ipiyle yapabilecekleriniz inanılmazdır.
Asya'nın hayatta kalan birkaç büyük maymunundan biri, birden Scourfield ve rehberine dal fırlatmaya başladı.