Examples of using "Piccole" in a sentence and their turkish translations:
Bakın, küçük yumurtalar.
Küçük kasabalardan nefret ediyorsun, değil mi?
Küçük ellerim var.
İki küçük şişe, lütfen.
Küçük kasabaları severim.
Sınıflar küçük.
O ayakkabılar senin için çok küçük.
Erken kalkmaya alışkınım.
Küçük aileler birbirlerine yaklaşır.
Daha küçük bedenleriniz var mı?
Hangi ayakkabılar çok küçük?
Bu ayakkabılar çok küçük.
Tom'un küçük elleri var.
Küçük şeyler önemli midir?
Satın aldığınız ayakkabılar çok küçük.
Minik yaratıklardan oluşan göz alıcı bir yelpaze.
Ayakkabılarım çok küçük.
Örümcekler iğrenç küçük yaratıklardır.
Tomurcukların uçlarını görüyor musunuz?
Buradaki çoğu yaratık ufak ve çeviktir.
Bu ayakkabılar benim için çok küçük.
Onlar minik elleriyle alkışladı.
Küçük şeyler küçük insanları eğlendirir.
Bu masalar bizim için çok küçük.
Bu masalar onlar için çok küçük.
Bakın, örümcek ağları bu küçük oyuntuları doldurmuş.
veya kısa mesafeleri keşfedecek mühendisliğe sahipler.
O yıllarda, binlerce küçük şirket doğdu.
Onlar küçük çocuklar değiller.
Hayvanlar çok küçük kafeslerde tutuluyor.
Bu ayakkabılar benim için çok küçük.
Onlar küçük.
En küçük şeylere bile her gün ağlıyordum
pornografide gördükleri temiz ve ufacık olanlarla kıyaslıyorlar.
Bu ayakkabılar benim giymem için çok küçük.
Bu bitkiler çok küçük. Ben onların büyüyeceklerini sanmıyorum.
Bir bileşik kelime iki küçük kelimeden oluşur.
Yoldaki büyük ve küçük taşlar için dikkatli ol!
İki küçük kek vardı.
Tom'a verdiğim ayakkabılar onun için fazla küçüktü.
Herkesin sandığından daha küçük fotosentetik hücreler.
Ben gece geç saatlere kadar kalmaya alışkınım.
- Benim ayakkabılarım çok küçük. Yenilerine ihtiyacım var.
- Ayakkabılarım çok küçük. Yenilerine ihtiyacım var.
Tom'un üç küçük kız kardeşi var.
"Ya yaşam, küçük, sıcak göletin birinde,
Büyük mü yoksa küçük mü?
Küçük yerel çiftlikler endüstriyel boyutta işletmelere dönüştü.
Ormanda en küçük şeylerin genelde en ölümcül olduklarını gördüm.
Pek çok ufak yaratık en güvenli buldukları bu zamanda ortaya çıkar.
Bunun gibi küçük pençeleri ve kuyruğunda büyük bir zehir kesesi varsa
Fakat kulaklarındaki özel kemikler kumdaki en ufak titreşimleri algılar.
Eğer küçük şeyleri halledersen, büyük şeyler kendiliğinden hallolur.
Bakın, böyle girintili çıkıntılı yerlerde akrep bulabilirsiniz.
İtalyan şirketleri çok daha küçüktü, yöntemleri daha gelenekseldi ve sanayileri...
öyle sağlam bir yol yaptım ki küçük araçlar bile güvenle geçebilir.
İtalyan KOBİ'lerinin Alman KOBİ'leri ile alakası yoktu.
Sen çok küçüksün.
Biz küçükken babam bize dokunaklı hikayeler okurdu.
Sen ondan daha küçüksün.
Sen ondan daha küçüksün.